IMKANSIZ


#İmkansız# 1. bölüm


**Eslem**
Her sabah olduğu gibi bu sabahta Selma teyzenin beni uyandırma çabalarıyla gözlerimi açmıştım. Bu arada Selma teyze bizim ev işlerimizle ve benimle ilgilenen bi yardımcı. Yardımcı diyorum çünkü hizmetçi kelimesinden hiç hoşlanmıyorum karşında ki insanı aşağılamaktan başka bi r şey değilmiş gibi geliyo.


Yatakta kısa bi süre keyif yaptıktan sonra odam da bulunan lavaboya giderek elimi yüzümü yıkadım ve bugün pazartesi yani korku günü olduğunu ifade eden okulun ilk gününe hazırlanmak için okul kıyafetleri dolabımdan çıkartıp giydim. Ben fazla süse önem vermeyen bi kız olduğum için hemen usulaten saçımı tarayıp aşağıya kahvaltıya indim.

Ekrem her zaman ki yerine oturmuş gazetesini okuyup kahvasini yudumluyordu. Şimdi Ekrem kim diyeceksiniz biliyorum Ekrem benim biyolojık babam. Biz hiç bi zaman birbirimize kızım,babacım gibi kelimeler söylemeyi. Bizi hiç tanımayan insanlar

–Bu nasıl bi olasılık bilmıyorum ama- bizim bazen sevgili olduğumuzu bile düşünüyor. Ekrem yaşından küçük ben ise büyük gösterdiğim için bu fazla da anormal değil aslında.

-Günaydın canım’ diyerek Ekrem’i yanağından öperek ben de masada ki yerimi aldım.

-Günaydın güzelim nasılsın?’

-Okulun ilk günü olmasını ve benim erken kalkmam zorunda olup uykumdan mahrum olmamı saymazsak eğer iyi gibiyim’

-Tamam sormadım say ve yemeğini ye lütfen’ dedi gülerek. Bende bir şey söylemeden bir şeyler atıştırmaya başladım. Kahvaltım bitince masadan kalkıp ellerimi yıkadım ve tekrar Ekrem’in yanına gelerek onu öptüm.

-Ben çıkıyorum canım akşama görüşürüz’

-Paran var mı bi dur para vereyim.’

-Var param gerek yok.’

-Nasıl gerek yok ya yol da kalırsan bir şey olursa olmaz öyle şey al şunu güzelim’ diyerek elinde ki 50 tl’yi uzattı.

-Sanki yol da kalmam için bana şans veriyorsun da konuşuyorsun bide Hasan amca götürüyo servisle bile gitmiyorum’
dedim elinde ki parayı alarak.

-Şuna bak Selma yol da kalmak için birileri can atıyormuşta bizim haberimiz yokmuş’ dedi Selma teyzeye gülerek bakıp.

-Onu bile istıyorum düşün artık nasıl bi dsiplin içerisindeyim’

-Tamam senin çenen duracak gibi değil bugün seni ben okula bırakıcam bana eşlik eder misin güzellik?’ dedi elini uzatarak.

-Başka seçeneğim yok ki mecbur seninleyim’ dedim gülerek. O da bana kocaman sarılarak karşılık verdi ve beraber garajda ki arabasına binerek okulun yolunu tuttuk.


Okul bugün biraz daha kalabalık ve neşeliydi. Okulun ılk günü de değil aslında her nese beynimi bunlarla yoracak kadar delirmedim.

-Eslem.. eslem bekle beni?’ diyerek Ayça yanıma koşarak geldi.

-Ne oldu yine? Rüyanda beni mi gördün yoksa?’ diyerek gülmeye başladım.

-haha çok komik dinle beni ne duydum kızlardan’

-Heyecanla seni dinliyorum Ayça yine kim kiminle?’

-Öyle bir şey değil yani şuanlık değil. Of her neyse okula bugün yeni bi erkek geliyormuş hem de bizim sınıfa ünlü bi iş adamının oülu olduğunu duymuş kızlarda’

-Ee?’

-Ne ee’si Eslem bi düşün ünlü bi iş adamının oğlu bizim sınıfta. Süpar bir şey belki baban tanıyordur sonuçta baban da ünlü
bi iş adamı. Size gelirler sizde onlara yavaş yavaş yakınlaşma ve gol Eslem’in sevgilisi var’ dedi gülerek.

-Bu dedğine kendin de inanmıyorsun biliyorum. Babam beni bugüne kadar nereye yolladıki onlara yollayacak ayrıca banane ondan. Of farkında mısın çocukla 2 dk içinde sevgili olduk 10 dk sonra evlenip çocuklarımız olacak bu gidişle’

-Aslında kulağa hoş geliyo teyze olmak. Evet evet bu çocuk senindir.’ Dedi çenesini kaşıyarak.

-Bu hayal gücünü benim hayatım üzerin de geliştirmeye çalıştırma lütfen. Ayrıca yürür müsün ilk derse geç kalmak istemıyorum’ dedi kolundan çekiştirerek.

-Hep böle yapmak zorunda mısın Eslem?’

-Hep saçmalamak zorunda mısın Ayça?’

-Imm galiba?’ dedi ve yerimize oturduk.


Ayça benim en yakın arkadaşım yani o öyle bilir benim için arkadaşlar fazla önemli değildir tek başıma olmayı daha çok tercih ederim. Bunda aslında babamın payı da çok her zaman beni arkadaşlarımdan uzak tutmak için elinden geleni yapmıştır. Herkesin bana zarar vereceğini düşünür bundan nefret ediyorum.


Ayça arkasını dönmüş -ben sıramda tek otururum- bana haftasonu dedikoduları hiç sorup merak etmesem de veriyordu. Bende can sıkıntısından elimde ki kalemi çeviriyordum. Ben kalemi çevirirken birden kapı açıldı ve okulumuzun müdüresi Handan Hoca içeri ‘GÜNAYDIN ÇOCUKLAR’ diye bağıra bağıra girdi. Bu kadının büyük bi sorunu var bunu herkes biliyo ama her seferin de o ince cırtlak sesiyle beni korkutmayı başarıyordu doğrusu. Çevirdiğim kalem hocanın bağırmasıyla yere düştüğü için eğilip onu bulmaya çalıştım. Bu arada müdüre hiç soluk almadan konuşuyordu:


-Evet çocukla bu yanımda gördüğünüz kişi sizin yeni sınıf arkadaşınız. Lütfen ona aptal şakalarınızdan birini yapmaya çalışmayan, eğer yapan olursa odam da çok güzel ağırlayacağımı temin edebilirim. Yeni arkadaşınızın adı Özgür ona hep sizden biriymiş gibi davranın size güveniyorum benim şimdi gitmem lazım halletmem gereken işler var. Özgür sen istediğin boş bi yere oturabilirsin’dedi ve açılan kapı kapandı.


Ben hala kalemimi bulma çabası içerisindeydim. Yeni çocuk gelmişti umrumda bile değildi nasıl biri olduğu .. tamam kabul ediyorum merak etmiştim ama sadece tipini havalı mı değil mi gibisinden çünkü burası bir kolej olduğu için herkeste bi hava ve artistlik var maalesef. Bi dakika ben böyle aptla aptal sıranın altında kalemimi arıyorum ama biraz önce Handan ‘istedeğin boş bi yere oturabilirsin’ mi dedi? Lanet olsun ki sınıfta sadece benim yanım boş ve bu şu demek oluyor ki çocuk benim yanıma oturacak. Aman tanrım hemen kafamı şu sıradan çıkartmam lazım.


Kafamı korka korka sıradan çıkarttım ve etrafıma bile bakmadan cam kenranda olmama bir kez daha şükredip dışarı bakmaya başlayarak yeni çocuğun yanıma oturmasını bekledim. Bu nasıl bi şanssızlıkltır böyle Allah’ım yeni gelen öğrenciye sıranın altında hoş geldin dıyordum az kalsın. Ve işte beklenen an sıraya biri oturdu. Nerden anladın diyecekseniz çok kolay bi tak sesi geliyo oturan kişinin ağırlığını vermesiyle. Yanımda ki her kimse yerin de kıpırdanmaya başladı. Bu arada sınıfta ki herkes konuşuyordu kesin şu çocuğu eleştiriyorlardı eminim. Kıpırdanması artıkça benim kalp ritmim de artıyordu sanırım şu Ayça’nın söylediği kelimeler beni ona yakınlaştırmıştı sanki. Yanımda ki en sonun da dayanamayıp koluma hafifçe dokundu.

-Bi bakabilir misin acaba?’ demesiyle benim başımı aniden döndürüp kafamı bir şeye çarpmam bir oldu.




yeni hikayemizin ilk bölümü sizlerle evet 2. bölüm için bol bol yorum istıyorum. +50 beğeni ve yeni bölüm sizlerle
DEVAMI YARIN SAYFAMIZDA TAKİP EDİNİZ..


#İmkansız# 2. bölüm



Kıpırdanması artıkça benim kalp ritmim de artıyordu sanırım şu Ayça’nın söylediği kelimeler beni ona yakınlaştırmıştı sanki. Yanımda ki en sonun da dayanamayıp koluma hafifçe dokundu.

-Bi bakabilir misin acaba?’ demesiyle benim başımı aniden döndürüp kafamı bir şeye çarpmam bir oldu.

-Off kafam’ diyerek elimi kafama götürdüm. Şu yeni gelen çocukla kafalarımız çarpışmıştı.

-Ah pardon istemeyerek oldu gerçekten de özür dilerim bişryin yok dime?’

-İstemeyerek mi oldu? Eğer dibime kadar girmeseydin belki de kafalarımız çarpışmayacaktı.’

-Özür diledim ayrıca istemeyerek olduğunu da söylemiştim. İnsanların diplerine girip sonra kafamı onlarınkisiyle çarpıştırmak gibi bi fantazim yok!’

-Ukala!’

-Anlamadım bişey mi dedin?’

-Yok bir şey önüne bak sen’ diyerek sıraya kapattığım yüzümü yavaşça kaldırdım ve onun mükemmel yüzüyle karşılaştım. ‘Aman tanrım bu insansa diğer erkekler ne?’ diyerek tükürüğümü zor yutmuştum. Böyle insanlar Dünya’da var mıydı yoksa benim mi haberim yoktu? Tabiki de benim haberim yoktu babam ve onun Dünya’yı keşfetmeme izin vermeme olayı beni deli ediyordu. Yani Dünya olmasa yaşadığım şehri keşfetsem onsuz! Süper olabilrdi.


-Eslem ayağa kalkmayı düşünüyo musun?’

-Ah! Pardon hocam dalmışım’ diyerek bende ayağa kalktım. Her hoca için ayağa kalkmaktan bıkmıştım kendi otaritelerini yüceltmekten başka bi işe yaramıyordu bnce.

-İsmin güzelmiş’

-teşekkür ederim’ dedim yanımdakine. Niye bu çocuğa hep yanımda ki diyordum ki bi ismi olmalıydı elbette.

-Senin ismi neydi unutmuşum’ dedim sanki söylemişti de.

-Özgür’

-Tamam . bu arada şimdiden söyleyeyim sıra da kitaplarının birisinin orda birisinin burda olmasını istemiyorum düzenli bi çocuk ol ve derste beni konuşturma anladın mı beni?’ dedim gözlerin de koybolurken.

-Gayet iyi anlattın teşekkürler. Ama bi sorun var’

-Nedir sorun?’

-Mizacın berbat biraz daha kibar olabilirsin’

-Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum’

-Doğru beni ne ilgilendirir ki’

-İlgilendirmez tabiki’ dedim ve hocaya dönerek derse kaldığım yerden katılmaya çalıştım.


Ders zili çaldığında Ayça arkasını dönerek:

-Eslem benimle kantine kadar gelir misin?’

-Peki geliyorum’ dedim ve ayağa kalktım fakat Özgür benim geçmem için yer vermiyordu.

-Çekilsen diyorum dışarı çıkmam lazım. Eğer çıkmam diyorsam sorun değil üstünden atlayabilirim’ dedi gülerek.

-Yok kalsın ben kalkarım’ diyerek bana geçmem için yol verdi bende güzelce geçerek Ayça’nın beni yönlendirmesiyle sınıftan çıktım.

-Sn ii misin çocuk tam bi taş ama sen çocuğa ne diyorsun ya! Şimdi ne dedim ki falan deme her şeyi duydum’

-Sizi dinledim desene sen şuna’

-Tamam sizi dinledim veya duydum ne fark eder. Bak Eslem bu çocuğu sakın kaçırma hayatın da bi kere de kendi mutluluğun için bir şey yap hep babam ne der diye düşünme’

-Ben düşünmesem de o bana düşündürüyo’

-Of! Sadece o çocuğu kaçırma diyorum sana’

-O gıcığı mı kaçırmıcam baksana geçmem için çekilmiyo bile hem kaba hem ukala’

-Eslem aklınla ilgili bi sorunun mu var? ‘Eğer çıkmam diyorsam sorun değil üstünden atlayabilirim’ bu ne demek ya biraz kibar ve cici kız olur musun lütfen?’

-Aklımla ilgili şuana kadar bi r sorun yaşamadım ama sen bana bu gidişle yaşatacaksın. Gereksiz bi insan için kibar olmaya çalışamam ayrıca ben buyum beni kabul eden böyle kabul etsin’

-Of Eslem of’

-Bana of’lama yürü zil çaldı gereksiz yere çıktık kantine falan da gitmedik.’ Diye ben söylenirken bizim sınıfın yumuşak peynirleri önümüz de yürüyorlardı ben bu yumuşak peynirler yine ne karıştırıyo acaba diye merak ederek onları dinlemeye başladı.

-Şu sınıfa gelen çocuk nasıl ama of bittim eridim ben ona. Adı da Özgür çok mu özgür acaba?’ diyerek bi gülüşme ve başka kişi:

-Onu bunu bilmem ama o çucuk benim kızlar şimdiden söyleyeyim kaçırılmaz o. Gül gibi çocuk gitti bizim sınıfın en feminst kzı olan Eslem’in yanına oturdu şuan yanımın boş olmadığına üzüldüğüm kadar bir şeye üzülmedim’


Feminst he! Erkeklerle sürtüp yatmayan kişiler feminst mi oluyo yani? Bu kız gerçekten de canımı sıkmıştı şu aptal çocuk yüzünden feminst damgasını yemiştim ondan şuan da daha fazla nefret edıyordum pislik şey. Sınıfa geldiğim de hızla yerime geçtim Özgür’ü iteleyerek.


Eve geldiğim de odama çıkıp üztümü değiştirdim ve verilen ödevleri bitirdikten sonra yemek için aşağıya indi. Ekrem çoktan gelmiş hatta üzerini değiştirmiş haberleri izlemeye başlamıştı bile hemen yanına gidip onu kocaman öptüm.

-Hoş geldin canım geldiğini duymamışım neden ses vermiyorsun?’

-Odana girdim ama sen derse kendini çok kaptırmıştın ben de seni rahatsız etmemk için bir şey söylemeden çıktım odadan’

-Bi daha haber ver olur mu?’

-Olur olur baban haber verir. Hadi gelin yemek hazır soğumadan yiyin’ dedi Selma teyze biz de daha fazla onun muhteşem yemeklerini soğutmamak için kalkıp sofraya oturduk.


Yemek yerken bian çatalımı bırakıp Ekrem’e döndüm:

-Ekrem?’

-Efendim bebeğim?’

-Ben sence feminst birisi miyim?’



evet söz verdiğim gibi +50 oldu ve yeni bölümü koydum. şimdi sizin görevınız beğenıp yorum yapmak
DEVAMI 50 BEĞENİ OLUNCA

#İmkansız# 3. bölüm



Yemek yerken bian çatalımı bırakıp Ekrem’e döndüm:

-Ekrem?’

-Efendim bebeğim?’

-Ben sence feminst birisi miyim?’

-O da nerden çıktı şimdi Eslem?’

-Hiç.. hiç sadece merak ettim. Evet bi cevap bekliyorum?’

-Tabiki de değilsin benim güzel kızım’

-Tamam gerçekleri söylediğini umut ediyorum ve teşekkür ediyorum’

-Rica ediyorum’

-Şu yemekleri soğumadan yeseniz ikiniz diyorum’

-Tamam yeriz sorun ne diyorum?’

-Eslem yeter –diyorum –diyorum kelime oyunu mu oynuyoruz ‘

-Tamam sustum diyorum’ diyerek yemeğime devam ettim.


*2 hafta sonra*


Özgür’ün sınıfa gelmesinin üzerinden tam 2 hafta geçmişti. Tamam bu 2 hafta içinden ondan öğrendiğim çok şey olmuş olabilir. Gerçekten de çok bilgili bir çocuktu ama onun gıcık ve ahmak olduğunu da değiştiremezdi. Dersler de yazı yazaken hoca bazen yanlış söylüyordu insanlık hali tabi.bizde yazdığımız şeyi silmek için silgiye uzanırken ellerimiz birbirine değiyordu bazen elimi tutuyordu ama ben hemen çekiyordum. Onun kazarla olsa elimi tutması hoşuma gitmiyor değildi ondan bana bi bi enerji geçişi olduğunu düşünüyorum. Sınıfta ki sürtüklerimize gelince çocuğu ayartmak için denemedikleri yol kalmamıştı resmen yanlışıkla ayağım kaydı diyerek üzerine düşenler, yok ben bu konuyu anlamadım bana anlatırmasın diye içine düşenler oldukça fazlaydı ve bu benim sinirimi bozuyordu. Tamam Özgür benim hiçbir şeyim olmamış olabilir ama ne bileyim yakınımda ki birine sarkmaları sinirimi bozuyordu. Yoksa onu sevdiğimden falan değil!

Bu sabah erkenden kalkıp biraz daha bugünkü tiyatro seçimlerine çalışıp aşağıya inip kahvaltımı ettim. Evden çıkarken Selma teyzenin ve Ekrem’in bol bol sanş öpücüklerini alıp Kemal amcayla okula geldim.

-Heyy beklesene!’

-Beklesem ne far edecek Ayça?’

-Gıcıklığın üstün de yine. Her nese heyecanlı mısın bugün tiyatro seçmeleri var. Aslında saçma bi soru zaten her sene sen
seçiliyorsun’

-Evet o yüzden heyecanlı değilim. Yanlış anlama rakibim yok ben herkesi tek geçerim anlamın da demedim sadece artık
sahneye çıkmaya alıştım bi bakıma tiyatroyu kendi işim gibi benimsedim’

-Biliyorum canım seni niye yanlış anlayayım ki zaten. Ama sana son dk haberini veryorum sıkı dur’

-Gevşek durmak istiyorum Ayça’

-Püf! şu senin ki de tiyatroya bi ilgi duyuyormuş hatta diğer okulunda da tiyatro da oynamış hatta ve hatta okullar arası
tiyatro seçmelerine de katılmış.’

-Desene sıkı bi rakibim var’

-Buna taş desek daha iyi olabilr’

-O kadarını bilemem ama şuan sana bakıyo ağzı kulakların da olarak’ dedi ve bana kafasıyla özgür’ü işaret etti. Bizim ona
baktığımızı anladığın da kafasını çevirdi. Çokta fifi gıcık herif!


Dışarı da kısa bi törenden sonra herkes sınıfına geçti. Özgür yanıma oturduğun da sıranın üstüne bir şeyler koyduğunu fark ettim. Ne kadar onu umursamıyo olarak görünsem de eğilip bakmaktan da vaz geçmemiştim.

-Sen de seçmelere katılacaksın galiba’ dedim kağıtları göstererek.

-Tabiki de hiç kaçırır mıyım tiyatro benim işim’ dedi gülerek. Hey hey! Bu çocuk ben Ayça ile konuşurken bizi mi dinlemişti
yoksa kendi düşüncesi miydi?

-Peki sana bol şanslar bakalım sonuçlar ne olacak’

-Ben kesin kazanacağım ama seni bilemem Eslem Hanım’

-Kendini ne kadar çok beğeniyorsun böyle ya. Ama şunu unutma kendini beğenmişlik hiç de güzel bir huy değil’

-Güzel huylar neymiş bakalım?’

-Bana bak ve gör’ diyerek göz kırptım.

-Kendini beğenmiş lafını sana bırakıyorum al senin olsun’

-Senden gelen kötülüğü bile istemem be ben’

-Sen bilirsin teklif var ısrar yok’

-Ay ne olur bana ısrar et ne olur bak ölürüm üzüntüden sonra! Ukala, kendini beğenmiş, gıcık’

-Sağol güzelim bunları senden duymak daha bi hoş benim için’

-Tamam kapa o çeneni hoca geldi zaten’ diyerek ayağa kalktık.


Öğle tatiline kadar tenefüs araların da hep Ayça’ya provalarımı dinlemesiini istedim. Sağolsun o da beni kırmayıp dinledi. Tepkisi de ‘Süper kesin sen kazanacaksın zaten senden daha iyisini mi bulacaklar bu okulda hepsi ayrı havalarda. Sen olmazsan isyan ederim’ olmuştu.


Öğle tatili olunca hemencecik yemeğimi yedim ve tiyatro salonuna indim. Benim gibi birkaç isim daha heyecanlı oldukları belli bi şekil de sıralarının gelmesini bekliyorlardı.Sıra bana geldiğin de sakin bi şekilde sahneye çıkıp günlerdir hazırlandığım provamı yapıp aşağıya indim. Zaten tiyatro kolunda ki tüm hocalar beni tanıyorlardı. Zaten son sınıfım olsun o kadarcıkta dime yani

Benden sonra birkaç kişi daha çıkıp küçük piyeslerini canlandırdılar. Ne yalan söyleyeyim bir kız gerçekten de çok yetenekliydi yani ben değil de o kazanırsa bile hiç üzülmezdim hakkıydı çünkü. Ama başka biri kazanırsa sinirden saçımı bile yolabilirdim. Erkeklere gelince bunu söylemek hiç ama hiç istemezdim Özgür gerçekten de çok başarılı büyük ihtimalle o kazanır sonuçta çocuğun geçmişte oynadığı oyunlar ve ödülleri de varmış kısaca hakkı.

-Evet çocuklar hepinize teker teker teşekkür ediyorum ilginizden ve cesaretinizden dolayı. Şimdi bildiğiniz gibi bizim içinizden belirli sayıda öğrenci saçmemiz gerekiyor ve bunun için düşünmemiz lazım. Biz yarına kadar kararımızı verip size bildiririz şimdi çıkabilirsiniz’ diyerek edebiyat hocamız sıcacık gülümsemesiyle bize çıkmamızı söyledi ve bizde çıktık.

-Nasıl geçti çok heyecanlandın mı? Diğerleri nasıldı Ebru için çok başarılı diyorlardı sen nasıl buldun? Özgür gerçekten de iyi bi oyuncumuymuş?..’

-Biraz susta motorun soğusun be Ayça hepsine teker teker cevap vericem ama kütfen kantine gidip bi çikolata alalım krizim tuttu yine’ diyerek kantine gidip çikolata aldık ve boş bi masa bulup oturduk.

-Öncelikle heyecanım falan yoktu alışkınım biliyorsun ki 2 sene tiyatrodaydım. Ebru piyesini güzel sergiledi ben seçilmezsem kızlardan onun seçilmesini isterim. Özgür için bir şey demiyorum onu izlemedim bile’

-Yalana da bak hele gözlerini kaçırmandan belli hadi itiraf et iyi bi oyuncu değil mi?’

-Evet hakkını veriyo’

-O tipte var hani’ diyerek göz kırptı. Bende ona gülümsedim ve başımı sağa doğru çevirdiğimde Özgür’ün oturmak için bir
yer bulmaya çalıştığını suratından anlamamk mümkün değildi.

-Hey! Özgür burdayız gel bizimle otur tabi istersen’ dedi Ayça. Bende Ayça’ya doğru eğildim:

-Bana niye sormuyorsun gelebilir mi diye belki istemiyorum’

-Her gün yanyana oturyorsunuz zaten ne olcak. Şit geliyor sus ve cici kız ol’

-Teşekkürler Ayça öyle bakınıp duryordum hiç boş bir yer kalmamış gerçekten’

-Okul kalabalık ortam güzel sana özel masa ayıracak değil kimse!’ dediğim de ayça masanın altından tekme attı.

-Ne vuruyorsun be!?’ diye söylendiğim de Ayça birden kızardı. Bana sormamasının cezasını böyle çekecekti.

-Yanlışıkla bacağım çarptı büyütme bu kadar. Ee Özgür okulumuzu beğendin mi, alıştın mı?’

-Ah evet. Ama yanımda huysuz bir kız olunca bazen bu alışmak konusu hiç de kolay olmuyor.’

-Bana laf sokmasını keser misin bay gıcık!’

-Peki hanım efendi siz nasıl isterseniz’ diyerek şebek şebek güldü.

-Tiyatro seçmelerine katılmışsın Eslem söyledi güzel oynamışsın’ dedi Ayça bana bakarak şimdi sıra onda mıydı aman tanrım
bu kızı boğmak istiyorum!

-Eslem’in bunu söylediğine emin misin? Genel de bana karşı hep gıcık davranıyor ben bir şey yapmasamda’

-Çünkü sen de bana öyle davranıyorsun bay gıcık. Ama illa benden duymak istiyorsan evet güzel oynadın bence senin
seçilme olasılığın daha yüksek gibi görünüyor’

-Teşekkürler sen de fena değildin’ dedi ve zil çaldı ben ayağa kalkarken o da elimdeki çikolatayı göstererek konuşmasına devam etti ‘zaten tatlı bi kızsın çikolata yemene hiç gerek yok’ diyerek gülümsedi. Of şuna birisi benim yanımda gülmemesi gerektiğini söylesin artık. Ben tatlı mıyım bilmem ama onun gülüşü beni benden alıyor o kesin.

-Teşekkür ederim’ dedim sadece şuan şaşkındım bana genel de iltifat etmezlerdi insanlarla fazla yakın olmadığım için heralde.

-Rica ederim ben sadece doğruları söylüyorum tatlı ve alımlı kızsın bunu herkes biliyordur. Sevgilin sık sık söylüyordur zaten’

-Tekrar teşekkür ederim. Sevgilim yok ve hiç olmadı’

-Güzelmiş’

-Anlamadım’

-Yok bir şey hadi sınıfa girelim’ diyerek ,Ayça ve benim önden geçmemiz için bekledi.

-Kibar bir çocuk sana boşuna ayarla demiyorum hem baksana sana karşı bir şeyler hissediyor galiba ne hoş iltifatlar etti öyle’

-Ayça sus duyacak şimdi’ diyerek onu sırasına otutturup kendi yerme geçtim.


Eve geldiğim de tüm gün Özgür’ün bana niye ‘güzelmiş’ dediğini düşündüm belki de Ayça ve ben kendi kendimize havalara giriyorduk ama şu da var ki eğer gerçekten şapkın ve züppe birisi olsaydı şimdiye kadar ona sulanan sürtükleri geri çevirmezdi. Her nese bu onun özel hayatı. Bundan sonra ona gıcıklık falan yapmayacağım çocuk haklı o bana bir şey yapmamasına rağmen ben hep ona iğleneleyeci laflar söylüyorum. Bundan sonra Ayça’nın dediği gibi cici kız olucam Ayça’nın bana yardımları fazlasıyla olacak gibi duruyor zaten dünden razı o (:


evet beğeni ve yorumu eksik etmeyin +50 olunca yeni bölüm gelir. fazla söze ger yok seviliyorsunuz (:

#İmkansız# 4 bölüm



Koşarak aşağıya indim.
-Ekrem?’
-Efendim?’
-Ayça’yı bize çağırayım mı bizde kalsın bu gece canım çok sıkılıyo hem ne zamandır gelmiyordu’ dedim tatlı bi gülümsemeyle.
-Ailesi izin verirse neden olmasın Ahmet amcan (şöför ) gidip alır’
-İzin alamazsam telefonu sana vericem ona göre telefonu verdiğim de kim bu diye 2 saat ekrana bakma’
-Sen konuş bi’ dedi bnde kararından vaz geçmeden hemen telefonu alıp Ayçaları aradım. Babası saat geç olduğu için izin vermedi bende hemen Ekrem’e telefonu verdim.
-Babası ikna etmeden sakın kapatma küserim’ dedim sessiz bi şekilde ve Ekrem’in karşısına geçip konuşmaları dinledim.
-Ah evet farkındayım saat biraz geç ama ne yapayım Eslem tutturdu Ayça’ya ihtiyacım var diye bu yaşta arkadaşlara daha önem verir gençler. ‘
-..
-Eğer başka bi itirazınız yoksa bn Ahmet’i yollayayım o gelip alsın. İzin vermezseniz şimdi Eslem bana küsecek’
-..
-Peki yine de teşekkür ederiz. Ben ona gerekli açıklamayı yaparım. İyi akşamlar’diyerek Ekrem telefonu masanın üstüne koydu.
-Ne oldu ne dedi babası sakın bana gelmeyecek deme!’
-Eslem babası izin vermedi ama söz verdi yarın akşam bizde kalabilirmiş hem yarın Cuma akşamı öbür gün okul da yok doya doya oturup konuşursunuz’
-Bi izin alamadın neyse buna da şükür ben yukarı çıkıyorum’
-Eslem buraya gel babaya küsülmez!’ demesiyle mecbur geri döndüm.
-Tamam üzgünüm ama benim planlarım vardı’
-Ne planlarıymış?’
-Zaten uygulayamayacağım boş ver bak ben sana ne diyeceğim. Yarın okul çıkışı Ayça ile birlikte alışveriş yapabilir miyim yeni kıyafetlere ihtiyacım var’
-Tamam geç kalmamak şartıyle gidebilirsiniz ama bir şartla..’
-Anladım Ahmet amcada bizimle gelecek’ dedim sıkılarak.
-Aynen öyle’
-Ypacak bir şey yok alıştım artık. Hadi öptüm kocaman ben yukarı çıkıyorum. İyi geceler canım’
-Sanada’
***
Sabah Ekrem’in her zaman ki gibi saatlerce süren uyarılarını dinlediktensonra kendimi zar zor arabaya attım. Bugün biraz daha erken gidecektim okula Ayça’ya aldığım kararları açıklamak için. Ayça benden önce gelmiş kapı da bizi bekliyordu. Elindeki kıyafet çantasını bagaja koyup Ahmet amcayı yolladık.
-Evet aldığın kararları dinliyorum dün telefonda bahsetmeyip beni çatlattın.’
-Şimdi senden istediklerimi söyleyeceğm bana yardım etmen umuduyla başlıyorum’
-Bi’ zahmet!’
-Ben artık bakımlı olmaya karar verdim. Düşündüm de benim yaşımda ki herkes ben hariç kendine bakıyo benim ne eksiğim var ben de sosyal olabildiğim kadar olacağım ve kendime bakacağım. Tabi bu işlerle yani modayla sen ilgilendiğin için senin yardımın büyük olacak. Ben diyorum ki okul çıkışında alışverişe gidelim ve benim dolabımı yenileyelim. Oradan kuaföre gidelim saçımı kestireyim azıcıkta olsa’
-Süper düşünmüşsün yenilik şart tabiki. Ben sana olabildiğim kadar yardımcı olurum. Hem uzun zamandır beraber gezmemiştik.’
-Yine gezemeyeceğiz çünkü babam Ahmet amcayı peşimize takacak’
-O kolay onu yollayıp tek kalmayı hallederiz’
-Ben yapamam ama belki sen yapabilirsin’
-Güven bana. Ee yapacağın yenilikler sadece bu mu?’
-Şey.. bir şey daha düşündüm Özgür’e artık iyi davranıcam dün demişti ya ben ona bir şey yapmadım ama o bana yaptı hep gıcıklık yapıyo diye. Ben de karar verdim uslu durduğu sürece bir şey yapmayacağım.’
-Yani çocukla artık ilgileneceksin ondan kıyafet alıyorsun. Benim dediğime geldin sonunda’
-Ayça saçmalama ben kendim için dolabımı yeniliyorum’
-Hehe bende onu diyordum’
-Off yürü sınıfa insanın canını sıktın sabah sabah!’ diyerek kolundan tuttuğum gibi sınıfa sürükledim. Bu Ayça’da benim azıcık mutlu olduğum zaman illa gıcıklık yapacak bir şey buluyo. Sınıfa geldiğimiz de Ayça benim yanıma oturdu ve biraz daha muhabbet ettik. Sınıf yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlamıştı. En sonun da Özgür’de sürtük engelini aşarak sıramıza geldi. Ayça hemen kalktı.
-otursaydın benim için sorun yoktu’
-Sabahtan beri konuşuyoruz zaten. Bu arada günaydın’
-Sana da yani size de’ dedi gözlerimin içine bakarak fakat ben ağızımı açıp bir tek kelime bile etmedim.
-Eslem bu gün sen de bi değişiklik var ah şimdi buldum. Daha az gıcıksın!’
-Artık gıcık olup seninle uğraşmıcam’
-Bak buna inanmam işte’
-Evet artık Eslem cici kız olacak öyle konuştuk’ diye atladı Ayça.
-Süper. Aslında her zaman cici kız ama gıcıklığı işte bozuyor.’
Ben de tam ağızımı açıp Özgür’e cevap verecektim ki coğrafya hocamız sınıfa geldi. Yoklama gibi sıradan şeyleri yaptıktan sonra bize ödev verdi hem de grup ödevi. Grup ödevi olduğu zaman sınıfta her zaman bi kargaşa çıkmıştır. Herkes 3-4 kişilik gruplar olmak ister bu yüzden hep anlaşmazlıklar çıkar çünkü coğrafaya hocamız 2 kişilik gruplar yapar ve bilin bakalım bu 2 kişilik grubu nasıl seçti. Yanında ki arkaşımızla olacakmışız. Bu bir fiyasko babam asla bi erkek ile buluşmama izin vermezdi dışarda. Eh haliyle onlara gitmeme de ben şimdi nasıl bunları ona açıklayacaktım ki çocuk bizim eve gelmeyi kesinlikle istemezdi. Niye gelsin ki dışarda buluşmak varken.
-Nerde buluşup yapacağız hem haftaya benim işlerim var bu hafta buluşup yapmamız lazım’ dedi Özgür inadına gözlerime bakarak.
-Bu akşam ve yarın olmaz Ayça bize gelecek planlarımız var bir tek Pazar günü olabilir. Şöyşe yapalım bize gel bizim ev her zaman müsait olur hem dışarda gürültünün için de çalışmaktansa evde çalışmak daha mantıklı tabi yine de sen bilirsin’
-Yani bana göre de mantıklı siz müsaitseniz neden olmasın’
-O zaman Pazar günü bizim de buluşup bu ödevi bitirelim’
-Tamam telefonlaşırız ama bunun için telefon numaran lazım. Al kaydet’ diyerek sıranın altından telefonunu uzattı. Bende hoca görmesin diye hızlı bi şekilde kaydetip ona uzattım fakat o hocaya baktığı için telefonu değil benim elimi tutmuştu . ben elimi çekmeye çalıştığım da elimi tuttuğunu anladı ve dönüp bana uzun uzun baktı bende onun bakışları yüzünden kıpırdıyamıyordum bile ama sağolsun coğrafya hocamız bu anı bozup yerimizden şıçramamızı sağladı.
-Eslem ve Özgür birbirinize bakmayı kesip ne zaman beni dinleyeceksiniz acaba?’ dedi ve onun daha Eslem dediği an tüm sınıf bize baktı ve bazıları ellerimizin birbirine kenetli olduğunu gördü. Rezillik!
***
-Ne yani hoca size bağırırken elele miydiniz?’
-Maalesef öyle nasıl elimi çektiğimi bilmiyorum ama yine de gören görmüştür.’
-Özgür’ün yüz ifadesi çok komikti ama’
-Evet bide elimi sahiplendi bırakmıyo zor kurtardım.’
-Sahiplendi he vay canına’
-Evet. Bide ders sonrası kaç kere özür diledi yazık’
-Kendi kaşınmış be kim ona telefon yerine elini tutmanı söyledi ki’
-Hiç bi fikrim yok’ diyerek gülüşüyorduk ki kapıya biri vurdu.
-Girebilir miyim kızlar müsait misiniz?’
-Evet baba gel’
-Benim de canım sıkıldı benim şu kızlara bi bakayım dedim. Nasıl geçti alışveriş?’
-Güzeldi yeni kıyafetler aldım ayakkabı falan yarın hepsini denerim sen de görürsün şuan çok yorgunum’
-Tamam benim için fark etmez. Ayça babanlar dün bir şey dedi mi ben telefonu kapattıktan sonra bu senin arkadaşın tutturdu Ayça diye’
-Yok Ekrem amca bir şey demediler’
-İyi o zaman ben de merak etmiştim. Size yemek yiyelim aşağıya gelin diyeceğim ama siz kesin yemişsinizdir o yüzden ben artık gidiyorum size iyi dedikodular’
-Ekrem dur gitme bişey söyleyeceğim’
-Söyle canım?’
-Coğrafyacı ödev verdi grup ödevi ben de sıra arkadaşımla yapacağım haftaiçi işi olduğu için Pazar buluşup yapacağız senin için bi sakıncası yoksa Pazar günü bize gelecek’
-Peki gelsin bende tanışırım’ diyerek odadan çıktı.
-Eslem baban sıra arkadaşının erkek olduğunu biliyor mu?’
-Bilseydi sence bu kadar sakin olur muydu geince öğrenecek artık’
-Pisliksin ya adam eve geldiğin de şok geçirecek desene’
-Birazcık’ diyerek güldüm ve telefonum çalmaya başladı. Ekrana baktığım da bilinmeyen bi numaraydı.
-Bak belki de tanıdıktır’ dedi Ayça bende ondan cesaret alarak açtım.
-Alo?’
-Eslem benim nasılsın?’
-İyiyim Özgür sen?’
-Bende iyiyim k.b. gece gece aradım ben sadece sana Pazar günü geleceğimi ailene söyledin mi diyecektim’
-Evet söyledim babam gelsin dedi’
-Sevindim. Bu arada siz Ayça ile erken çıktınız ya bugün tiyatro seçmeleri açıklandı’
-Ee kim seçilmiş?’
-Güzel bi kızla beni seçmişler başrol için’
-Ya öyle mi sevindim senin adına’ yalan hiç sevinmedim.
-Kendi adına sevinmedin mi?’
-Nasıl yani?’
-O güzel kız sensin çünkü’
-Teşekkürler’
-Sadece bi teşekkür mü sevinmedin mi?’
-Sevindim ama fazla değil bekliyordum’
-Bilmiş şey seni. Neyse ben seni daha fazla tutmayayım size iyi eğlenceler’ diyerek telefonu kapattı.
-Ee Özgür ne diyo?’ dedi Ayça. Zaten sormasa şaşardım. Her şeyi tam olarak anlattıktan sonra Ayça:
-Vay güzel bi kız he bu çocuk boş değil sana onu söyleyeyim’
-Saçmalama Ayça!’
-Peki Pazar ne olacak bakalım ona göre sen yine her şeyi anlatırsın bende karar veririm. Eğer öyle bir şey davranışlarından çıkarılmıyorsa özür dileyeceğim’
-Tamam nasıl özür dileyeceğini şimdiden düşün Ayça Hanım’
-Görüşücez Eslem Hanım’


söz verdiğim gibi yeni bölüm sizlerle bu bölümü sizin hızla artan beğenilerinizle yazdım yine beğenilerin +50 ve yorumların fazla olmasını istiyorum seviliyorsunuz diğer bölüm de görüşmek üzere ne saçmalıyorum ben

 

#İmkansız# 5. bölüm



Sabah sevdiğiniz bir kişiyle aynı yatakta uyanmak çok güzel. Hele bu kişi çok sevdiğiniz arkadaşınız ise daha farklı oluyor. Ayça dün gece kaçta yattığımızı hatırlamıyoruz çünkü Ayça bir türlü susmadı bütün dedikoduları verdi. En son saate baktığım da sabahın 4’üydü. Sabah Ayça’nın kısık ama bir o kadar da etkili sesiyle uyandım.

-Eslem kalk öğlen olmuş ayıp oldu babana. Eslem diyorum sana!’

-Uyuyorum elleşme Ayça’


-Ben banyoya gidiyorum sen de hemen kalkıp peşimden geliyorsun yoksa olacakları sen düşün’
Bunun ne demek olduğunu çok iyi bildiğim için hemen yataktan kalkıp onun peşinden gittim. Geçen sefer ben onun bu sözlerine aldırış etmemiştim o da kafama baş ucumda duran ağzına kadar dolu sürahiyi kafamdan aşağıya boşaltmıştı.
Paytak, paytak merdivenlerden indik. Ekrem her zaman ki gibi koltukta oturmuş bir yandan gazetesini okuyor bir yandan da kahvesini yudumluyordu.

-Günaydın kızlar. İyi uyuyabildin mi Ayça?’

-evet sağ ol Ekrem amca’

-Rica ederim kızım hadi mutfağa geçin de Selma teyzeniz size kahvaltı hazırlasın’

-Sen yedin mi canım?’

-Evet yedim sizi mi bekleyecektim Eslem. Gece geç saatlere kadar konuştunuz sabahta zor uyandınız tabi’

-Ne yapalım uzun zamandır doğru düzgün konuşmuyorduk her şey birikmiş’

-Ya kesin öyledir. Hadi mutfağa birazdan açım diye konuşmaya başlayıp susmayacaksınız’ diye Ekrem güldü bizde daha fazla zaman kaybetmeden mutfağa gidip Selma teyzenin hazırladığı o nefis kahvaltıyı bitirip yukarı odama çıktık. Ayça hiç zaman kaybetmeden dolabımın karşısına geçti ve bana yarın Özgür geldiğin de ne giyeceğimi belirledi.

-Bak canım bu pantolon ile bu beyaz atlet tarzı üstü giyiyorsun. Eminim sana çok yakışacak ayrıca saçını açık bırak çocuk bir kere de seni açık saçınla görsün’

-Peki Ayça hanım başka öneriniz var mıydı?’

-Hayır çekilebilirsin yavrum’

-Ayça kendine gel ne sen Victoria Secret’sın ne de ben senin mankeninim o yüzden bunlara hiç gerek yok beni beğenen böyle beğensin’

-Peki fazla süslenme ama bari şunları giy sade ve şık bir takım’

-Tamam Ayça giyerim’ diyerek elindeki kıyafetleri alıp dolaba yerleştirdim.

-Eslem telefonun çalıyor. Derin bir nefes al çünkü arayan Özgür’ dediği an telefonu elinden aldım ve hemen açtım.

-Yine ben nasılsın Eslem?’

-İyiyim sen nasılsın?’ dedim. Ayça da popoma yapışmış resmen, telefondan Özgür’ün sesini duymaya çalışıyordu. Bende bir tane yapıştırdım ve Ayça çığlığı bastı.

- Ben de iyiyim fakat orada durumlar iyi mi sanki biri bağırıyor?’

-Merak etme iyi Ayça’nın yine sakarlığı tutmuş ve ayağını kapının kenarına çarpmış da o
yüzden yerde kıvranıyor.’

-Hım peki geçmiş olsun ona. Ben niye aradığımı söyleyeceğim sana dün gece heyecandan unutmuşum siz nerde oturuyorsunuz ve kaç gibi müsait olusunuz?’

-Ben sana adresi mesaj olarak atarım 1 gibi falan burada olursan çabucak işimizi bitirip rahat rahat oturabiliriz tabi başka bir işin yoksa?’

-Şuan senden başka bir işim yok yani demek istediğim ödevimizden başka işim yok.’

-Tamam açıklama yapmana gerek yok yarın görüşürüz’ diye gülerek telefonu kapattım.

-Ayça bu sözü duymalıydın neyse aynısı sana iletiyorum bana dedi ki ‘Şuan senden başka bir işim yok yani demek istediğim ödevimizden başka işim yok.’ Kıvırmaya mı çalıştı bilmiyorum ama lafı toparlamaya çalışırken ki sesi çok komikti. Bugün kuaföre mi gitsek?’ diyerek göz kırptım.

-Sen de lafıma iyiden iyiye geliyorsun. Gidelim bakalım yarın yeni bir Eslem ile karşılaşsın’ diyerek hemen hazırlandık ve Ekrem’e kız ihtiyaçlarının olduğunu söyledim. Adama böyle dediğim de hemen ‘hım anlıyorum’ deyip parayı çıkartıyor. Böyle Ekremler herkesin başına gerçekten.

***

Uzun bir kuaför macerasından sonra yine evdeydim. Bu sefer eve tek dönmüştüm çünkü Ayça’nın ailesi yoldayken telefon edip eve gelmesini söylemişti. Bende mecbur tek başıma eve gelmiştim.

-Ekrem ben geldim yeni halim nasıl bir bakar mısın?’ diyerek önüne geçtim.

-Vay süper olmuş benim bebeğim değişiklik şart tabi ki kızlar için demi’

-Yani öyle de denebilir. Yemek yediniz mi?’ diyerek konuyu değiştirdim.

-Hayır sizi bekliyordum ama ayça gelmemiş eve gitti sanırım’

-Aynen öyle’


***

Sabah erkenden kalkıp duşa girdim. Sonuçta çocuğun karşısına pis pis çıkamazdım. Güzelce saçımı şekillendirdikten sonra aşağıya mutfağa indim.

-Selma teyze babam yok mu?’

-Yok kızım onun işi çıkmış gel ben sana kahvaltını hazırlayayım.’

-Tamam sağ ol’

-Bütün bu hazırlıklar kız arkadaşın için mi?’

-Kız arkadaşımın geleceğini kim söyledi ki?’dedi gülerek.

-Eslem baban oğlanı görünce ne diyecek hiç düşündün mü?’

-Valla Selma teyze şuan babamı düşünecek halde değilim her şeyi akışına bıraktım’

-Baban seni bir bırakacak göreceksin sen’

-Görürüm’ diyerek Selma teyzenin hazırladığı kahvaltıyı yiyip odama çıktım. Telefonuma

tam 5 tane mesaj gelmiş 4’ü Ayça’dan 1’i Özgür’den. Ayça ne olup bitiyorsa bana haber ver demiş ısrarcı bir şekil de Özgür ise evden çıktım geliyorum demiş. Ama bir sorun var ki bunu yarım saat önce demiş yani bu şu demek oluyor her an gelebi.. Zil çalıyor böyle şanssızlıkta hiç olmaz ama. Koşarak merdivenlerden indim ve kapının hemen yanın da duran aynadan kendime bakıp derin bir nefes aldım ve kapıyı açtım.

Kibar çocuk bir demet çiçek alıp gelmiş bir de bir poşet için de göremediğim bir yiyecek. Şuan yaptığı tek şey beni baştan aşağıya süzmek.

-Hoş geldin içeri gel istersen’

-Ah pardon dalmışım. Çok güzel gözüküyorsun bunlar sana’ diyerek çiçeği uzattı.

-Teşekkür ederim’

-Rica ederim’ diyerek evi inceledi. ‘eviniz çok güzelmiş.Annenle baban nerde?’ diye devam etti.

-Babamın işi çıkmış annem vefat etti’ dedim bana verdiği çiçeklerle bakarak.

- Eslem ben-ben bilmiyordum özür dilerim gerçekten’

-Sorun değil alıştım artık ben. Yemek yemiş miydin?’

-Evet yedim teşekkür ederim’

-Önemli değil. Selme teyze biz odama çıkıp ödevimizi yapacağız haberin olsun’ diyerek bağırdım ve Özgür’e dönerek:

-Selma teyze bu evin sorumlusudur. Siz zengin ve saygısız ailelerin deyimi ile hizmetçimiz.’

-Ben de hiç bi zaman hizmetçi kelimesini kullanmam onları küçük görmekten başka bir şey değil’

-Bu konu da sana katılıyorum. Odam burası’ diyerek kapıyı açtım.

-Odan da senin gibi güzelmiş’

-Teşekkür ederim. Hemen başlayayım istersen’

-Tabi bana uyar’

Tam 1 saattir ödevle uğraşıyoruz ama son 10 dakikadır o beni izlemekten başka bir şey yapmıyor. Bu beni utandırsa da belli etmemeye çalışıyorum fakat yanaklarımın kızardığını hissediyor gibiyim. Şuan yüzü yüzüme çok yakın kalbimin sesini umarım duymuyordur. Bana ne oluyor böyle sonuçta bir ödev için burdayız başka bir şey için değil. Kendine gel Eslem!

-Güzel olduğunu söylemiş miydim?’ dedi gözlerime bakarak.

-Evet tekrardan teşekür ederim’ diyerek önümde ki kağıtlara yumuldum. Eliyle hafifçe önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

-Mola mı versek?’

-Olur’ dedi gülerek. Benden bir tepki gelmeyince konuşmaya devam etti:

-Gerçekten hiç birisiyle çıkmadın mı?’

-Hayır çıkmadım sevmedim de’

-Bu güzel haber eskiden de olsa seni başka birisiyle paylaşacak olmam kötü olurdu’
-hmm’

Yavaş ve kendinden emin bir şekil de yüzüme daha fazla yaklaştı. Neden olduğunu bilmiyorum ama hiç hareket etmeden gözlerine bakıyordum. Nefesini yüzüm de hissettiğim de durdu ve gülümsedi. Of hayır bu gülümsemesi beni eriyip bitiriyor. Ben dudağımdan öpeceğini sanmışken o yanağıma küçük ve masum bi buse kondurup kulağıma fısıldadı.

-Seni seviyorum Eslem’


#İmkansız# 6 bölüm


-Seni seviyorum Eslem’
-Bunu bir daha yapma lütfen’ dedim kendime geldiğim zaman.
-Neyi?’
-Biraz önce yaptığın şeyi’
-Peki sen de beni sevdiğini kabullenene kadar bir daha sana yaklaşmayacağım’
-Teşekkür ederim ama kendinden bu kadar emin olmamalısın!’
-Gayette eminim seviyorsun beni’
-Hayır’
-Evet’ diye gülüyordu.
-Hayır diyorum anlama kıtlığı mı çekiyorsun?!’
-Senin yanındayken hiçbir şey anlamıyorum orası doğru. Peki gözlerime bakarak ‘seni sevmiyorum’ de bende hiçbir şey söylemeden gideyim’
-Tamam’ diyerek gözlerine baktım evet Eslem tek yapman gereken seni sevmiyorum diyerek o oluşan egosunu yıkmak. Of yapamıyorum bakışları beni kendimden geçiriyordu nasıl söyleyebiliri ki.
-Sana bir açıklama yapmak zorun da değilim’
-Demek öyle oldu. Böyle hırçınken daha seksi olduğunu kimse sana söylemiş miydi?’
-O cesareti kimseye vermemiştim ama sen fazla oldun. Tamam ödev sorun değil ben yapabilirim şimdi evine gidebilirsin’
-Beni kovuyorsun öyle mi?
-Başka seçenek bırakmadın’
-Galiba biraz hızlıydım özür dilerim senden tamam gidiyorum ama lütfen telefonlarıma cevap ver söz mü?’
-Hı-hı’
-Söz vermezsen gitmem’
-Nasıl bir belasın sen başıma böyle’
-Senin tatlı belan’ dedi gülerek bende o sıcacık gülümsemesine karşılık verdim.
-Peki vereceğim ama şimdi git yarın okulda konuşuruz belki’
-Belki?’
-Tamam okulda kesin konuşuruz’ dedim ayağa kalkarak. Ben kalktıktan sonra o da kalktı ve yanıma birkaç adımla ulaşarak yanağıma hafifçe dokundu. Yavaş yavaş kan yanaklarıma hücum ediyordu bunu hissetmemek olanaksızdı.
-Utanınca şu yanaklarının kızarması beni gerçekten kendimden geçiriyor niye bu kadar güzel ve masum oluyorsun ki anlamıyorum’
-Sen de niye bu kadar iltifat etme ihtiyacı duyuyorsun anlamıyorum’
-Seni elde etmek için’
-O zaman sana başarılar ve güle güle diyorum’
-Bir öpücük en masumundan’
-Hayır git’ diyerek kapıya doğru ona var gücümle ittirmeye çalıştım ama sonuç: aynı yerde durmasıydı.
-Lütfen hem dudaktan demedim ki ben. Bir arkadaş öpücüğü olarak da değerlendirebilirsin naz yapma bebek’
-Sen nasıl bir şeysin böyle ya. Tamam naz yapmıyorum fazla ileri gidersen şaplağı yersin ona göre’
-Merak etme yapmam bunu asla’ diyerek yavaşça dudaklarını yanağıma yaklaştırdı. Sadece nefesini suratıma vuruyordu başka bir şey yapmıyordu. En sonunda öptü ama fazla nazik ve uzun bir öpücüktü bu. Beni öptükten sonra kendi yanağını benim dudağımın önüne getirdi sıra sen de dermiş gibi.
-Her şey karşılıklı seni bekliyorum’ dedi otoriter bir tavırla. Onu kızdırmadan ben de onu öptüm.
-Hadi şimdi git’
-Memnuniyetle’ diyerek elini öne doğru eğdi ve bana yol verdi.
-Şapşalsın ya’
-Senin sayende’ dedi ve güldü onun gülmesine ben de karşılık verdim. Merdivenleri inerken Ekrem’i gördüm mutfaktan çıkıyordu beni gördüğünde güldü fakat Özgür’ü gördüğünde gülümsemesi soldu.
-Arkadaşın galiba?’
-Evet Ekrem ödev yapacağımızı söyledim ya Cuma günü’
-Kız arkadaşın sanmıştım.’
-Hayır erkekti’
-Her neyse bunu sonra konuşuruz. Hoş geldin delikanlı adın ne bakalım?’
-Benim adım Özgür Olgun. Sizde Eslem’in babası Ekrem Varlık olmalısınız’
-Evet babasıyım. Sen yoksa Deniz’in oğlu musun?’ dedi Ekrem endişeli bir tavırla.
-Evet efendim’
-Ailen burada olduğunu bilmiyorlar herhalde?’
-Yani kısmen. Arkadaşımın evine gideceklerimi biliyorlardı ama kime gideceğimi söylememiştim’
-Anlamıştım zaten söylesen göndermezlerdi. Babana benden selam söylemeyi unutma. Bu arada gidiyordun galiba hoşça kal. Bir daha gel diyeceğim ama o cesareti bir daha bulabileceğini sanmıyorum’
-Anlamadım’ dedi Özgür. Bu Ekrem ne saçmalıyordu çocuğun ve benim gerçekten kafamı karıştırmıştı.
-Baban selamımı söylediğin de gerekli açıklamayı yapacaktır sana genç çocuk’
-Her neyse Özgür ben seni yolcu edeyim’
-Tamam’ diyerek kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açıp bana uzun uzun baktı.
-Babanın ne dediğini anlamış değilim ama bunu eve gidince hemen öğreneceğim kendine iyi bak seni seviyorum bay bay’ diyerek kapıyı kendisi kapattı benim bir şey dememe izin vermeden. Yavaşça gidip Ekrem’in oturduğu koltuğun karşısında duran sehpaya oturup konuşmaya başladım.
-Ne demek istedin biraz önce’
-Bir şey dememe gerek yok çünkü o çocukla bir daha iletişime girmeyeceksin!’
-Ne dediğinin farkında mısın sen? Benim kimle konuşup konuşmayacağıma sen karar veremezsin ben yetişkin bir insanım’
-Olabilirsin bende senin babanım ve hala benim evim de yaşayıp yemeğimi yiyorsun ben sana onunla konuşmayacaksın diyorsam konuşmayacaksın bu kadar uzatma sakın. Şimdi odana çık ve ödevlerini yap’
-Sen-sen.. sana inanamıyorum’ diyerek koşarak odama çıktım bu adama ne olmuştu birden böyle anlamıyordum. Yatağıma yatıp gözyaşlarım bitene kadar ağladım. Ağlamamı çalan telefonum durdurmuştu. Kim olduğuna bakmadan hemen açtım.
-Alo’
-Ne oldu senin ağlamaklı gibi yoksa Özgür bir şey mi yaptı?’
-Ben şuan çok kötüyüm yarın konuşsak olur mu Ayça?!
-Peki canım sen nasıl istersen. Konuşmak istediğin zaman aramaktan hiç çekinme saat kaç olursa olsun konuşuruz.’
-Sağ ol Ayça iyi geceler’ diyerek telefonu kapattım.
Telefon elimdeyken Özgür’ü aradım defalarca fakat hiç birinse cevap vermedi. Suçlu benmişim gibi davranıyordu herkes. Hemen üstümdeki kıyafetleri yırtarcasına çıkartıp pijamalarımı giydim ve erken yatıp uyudum gözlerim çok acıyordu ağlamaktan.
Sabah aheste aheste giyinip kahvaltımı yaptım. Ekrem’in sorularına cevap bile vermedim artık ondan gelen hiçbir iyiliği istemiyordum. Artık onun buruğu altında olmayacağım ne derse tam tersini diyeceğim inada inat.
Sınıfa girdiğim de Ayça Özgür’ün yanından hemen ayrılıp benim yanıma gelip sarıldı.
-Her şeyi öğrendim’
-Bazıları konuşmayı biliyormuş demek’ diyerek seslice bağırdım. Ben onu dün o kadar aradım fakat cevap vermedi şimdi bunun cezasını çekmeliydi.
-Günaydın Eslem konuşabilir miyiz biraz?’ dedi sırama oturduğum da fakat ben hiç umursamaz bir halde çantamdan defterimi çıkartım.
-Tamam anladım işi inada bindirip konuşmayacaksın. Bu benim açımdan daha iyi hemen konuşmamı bitirmiş olurum ama öğle tatilinde sakin bir yerde konuşalım kimsenin olmasını istemiyorum’ dedi ve sınıftan çıktı.
***
Öğle tatiline kadar olan derslerde hiçbir şey anlamış değildim çünkü Özgür’ün ne söyleyeceğini düşünmekten hocaların ne söylediklerini anlamıyordum. Öğle tatili olduğunda yemeğimi yemeden Özgür’ü takip ettim hiç konuşmuyorduk o nereye giderse ben de oraya gidiyordum. En sonunda okulun arka bahçesin de kimsenin bizi duyup göremeyeceği bir yerde durdu ve konuşmaya başladı:
-Bak Eslem seninle açık ve net olarak konuşacağım bu olanlar için üzgünüm ama olması gerekenler belki de bu gibi görünüyor. Senden tek istediğim…’

Yeni bölüm bitmiştir bu bölüm bu kadar fazla uzun yazamadım doğru çünkü başım ağrıdı nasıl yazsam diye bu bölümün önceden taslağını düşünmemiştim. Neyse seviliyorsunuz 30 BEĞENİ OLRSA DİĞER BÖLÜM GELİYOR...



#İmkansız# 7. bölüm


. 
**Eslem**
-Bak Eslem seninle açık ve net olarak konuşacağım bu olanlar için üzgünüm ama olması gerekenler belki de bu gibi görünüyor. Senden tek istediğim dün söylediklerimi unutman. Ben aslından seni sevmiyorum sadece her zaman olduğu gibi ‘çıktığım kızlar koleksiyonu’ma seni de eklemek istedim. Ama sonradan vazgeçtim çünkü sen benim koleksiyonuma girecek tipte olan kızlardan değilsin. Sen daha özelsin bazıları gibi eğlenilecek türden değilsin yani. Dün ve şimdi olanlar aramızda kalırsa sevinirim seninle arkadaş kalmayı istiyorum. Şuan bakışlarından benim ne kadar iğrenç bir insan olduğumu tekarlayıp durduğunu biliyorum özür diliyorum ben buyum ve böyle olmaya devam edeceğim tekrar özür dilerim sana bunu yapmaya hakkımın olmadığını biliyorum ama bu açıklamayı yapmam gerektiğini düşündüm sadece, hoşça kal’ dedi ve yanımdan uzaklaştı.
Bu-bu neydi şimdi beni sürtük yerine koyup koleksiyonuna mı eklemek istedi bu embesil. İnanamıyorum kendime inanamıyorum ilk defa biri için hayatıma yön verecektim ki onun için bir değerimin olmadığını öğrendim. Hani beni seviyordu dün öyle dememiş miydi. Bir gün de ne değişti ki anlamıyorum hatasını mı anladı ‘hayır’ o bunu anlayabilecek kadar akıllı değil. Belki de benim bu koleksiyon olayımı sonradan öğrendiğim de vereceğim tepkiden korkmuştur evet bu daha mantıklı. Böyle bir şeye kısa süreliğine de alet olduğuma inanamıyorum. Ayça! Bana o söylememiş miydi senin için yeni bir başlangıç ve ilk aşkın olabilir diye. Her şey ve herkes yalan dolu. Herkesten nefret ediyorum özellikle şuan gözlerimden süzülen yaşlardan kendimi toparlamam lazım ben güçlü bir kızım sonuçta. Ne güçlü ne güçlü ama!
Bu halde derse giremezdim dersi dinleyecek halim bile yoktu zaten. Hemen cebimden telefonumu çıkarıp Ekrem’i aradım.
-Alo tatlım bir sorun mu var? Bu saatte okulda olman lazım değil mi? Niye ağlıyorsun? Yoksa hasta mısın?’
-Ekrem konuşmama izin versen her şeyi açıklayacağım’
-Tamam seni dinliyorum’
-Ben çok kötüyüm, galiba hasta olacağım boğazlarım acıyor Ahmet ağabeyi yollar mısın beni gelip okuldan alsın tek başıma çıkamıyorum biliyorsun ki’
-Ben gelip seni alırım ona gerek yok hem oradan da doktora gideriz’
-Hayır-hayır. Yani gerek yok dinlenip Selma teyzenin nane limonundan içince iyileşirim zaten önemli bir durum yok’
-Emin misin canım bak toplantılarımı iptal edebilirim hiçbir şey senden önemli değil biliyorsun ki’
-Gerek yok lütfen Ahmet ağabey çabuk gelsin’
-Tamam ben hemen arıyorum dikkat et kendine bebeğim’
-Tamam bay’ diyerek telefonu kapattım.
Şimdi en zor olan sınıfa gidip eşyalarımı toplamaktı. Hızlı adımlarla yukarı çıkıp hiç kimsenin sorularına cevap vermeden eşyalarımı çantama koyup sınıftan çıktım ki embesille karşı karşıya geldim. Mölüm mölüm bana bakmaya başladı. O an yüzüne bir tokat atmak ya da tükürmek geldi ama sonradan tükürüğüme yazık olduğunu düşündüm. Omzuna çarparak müdürün odasına doğru yürüyüp izin kağıdımı alıp aşağıya inip Ahmet ağabeyin arabasına bindim. Müdürden kolay izin almam sizi şaşırtmış olabilir ama burada böyle babanız bir telefon açar ve sizde eve giderseniz size tek bir soru bile sormazlar daha doğrusu soramazlar bu okulda insanlar değil de paralar konuşur. Paranı her ay düzenli aksatmadan veriyorsan en kral sensindir. Saçma bir düşünce tarzı ama yapacak bir şey yoktur.
***
Odama çıkana kadar tam bir işkence çektim ilk önce Ahmet ağabeyin sonra da Selma teyzenin iyi olup olmadığıma dair soruları beni birden bunalıma soktu. Kısa kısa cevaplar verip onları atlatmayı başardım. Odama geldiğim de üzerimi hemen değiştirdim ve yatağa girip yattım. Ağlamamak için kendime söz vermeyi unutmamıştım. 2 günlük biri için ağlamaya değmezdi bile.. telefonumun bugün kaçıncı çalışı bilmiyorum ama bakmayı da düşünmüyordum. Her kimse aramaktan vazgeçsin şuan o en sevdiğim müzik bile kulaklarımı tırmalıyordu. Biraz uyusam bana iyi gelebilirdi evet evet uyuyorum ben acilen.
***
Uyandığımda aşağıdan Ekrem ve Selma teyzenin sesleri geliyordu. Baş ucumdaki saate baktığım da daha saatin çok erken olduğunu gördüm. Yani Ekrem için benim için işlerini yarım bırakıp gelmişti. Bu dünyada ondan başka beni merak edip önemseyen biri yok ki zaten. Aşağı inip Ekrem’e sarıldım.
-İyi misin canım kızım? Seni çok merak ettim bu saate kadar bile nasıl dayandığımı ben bile bilmiyorum’ diyerek saçlarımı okşadı.
-Evet daha iyiyim dinlenirsem kendime geleceğimi söylemiştim. Sen niye erken geldin gelmemeni söylemiştim’
-Benim işim sensin senden başka hiçbir şey umurumda değil’
-Teşekkür ederim’ diyebildim sadece. Şuan kendimden çok utanıyordum hayatıma yeni girmiş bir çocuk için Ekrem’i kırmıştım dün.
-Ekrem dün sana söylediğim sözler için özür dilerim sinirden ne söylediğimi bilmiyordum üzgünüm’
-Hangi sözler hatırlamıyorum bile’ diyerek bana göz kırptı. Bu adam gerçekten her eve lazımdı beni üzmemek için her şeyi bir kenara itmesini çok seviyordum.
-Teşekkür ederim’
-Hadi çok konuştunuz gelin de yemek yiyin en sevdiğin yemekten yaptım Eslem’ dedi Selma teyzem.
-Her zaman mı hasta olsam acaba bu ilgi çok hoşuma gitti’
-Sakın ha! Biz sana her zaman ilgimizi belli ederiz ama sen hasta olma aklım çıkıyordu’
-Peki olmam bende. Hadi şu yemeği yiyelim karnım zil çalıyor Ekrem’
-Yiyelim tabi ki. Buyurun’ diyerek sandalyemi çekti.
**3 hafta sonra**
O olayın üstünden tam 3 hafta geçmişti ve ben o embesille sadece tiyatro provalarında konuşuyordum. Aynı sırada oturmaya devam etsek de sandalyelerimiz hep birbirinden uzak. Ayça Özgür’ün bana söylediklerini duyunca sinir krizi geçirdi ve o da benim gibi artık onunla konuşmuyor. Ayrıca benden defalarca özür diledi onun suçu olmadığını anlatıp kabul ettirmem oldukça zor olmuştu.
Bu gün tiyatro çalışmaları olmadığı için çok mutluydum onun yüzünü görmemiş olacaktım hiç değilse. Hem kantin de yada dışarıda oturmak bana daha cazip geliyordu.
-Sonunda gelebildin ayça 2 tane hamburger alacaktın sadece çok mu sıra vardı?’ dememe rağmen Ayça bana boş gözlerle bakıyordu.
-Ayça iyi misin?’
-Ha evet iyiyim dalmışım’
-Sınıfa gidelim kötü görünüyorsun güneş başına geçmesin sonra’
-Yok- yok sınıfa gitmeyelim burası iyi’
-Bir sorun mu var?’
-Sorun falan yok Eslem hadi yemeğini ye çok zayıfladın bu günlerde’
-Peki yiyorum’ bu kızı tek başına bir yere göndermemek lazım bozulup geri geliyor.
Nöbetçi öğretmenin uyarısı ile sınıfa çıktık ama sınıf sınıflıktan çıkmış disko havasına bürünmüştü her yerde bağrışmalar sürüyordu ve bir yerde herkes toplanmış ‘sırma tebrik ederim canım sonunda kaptın çocuğu’ diyerek gülüşüyorlardı. Sırma sürtüğü yine kendine birini bulmuştu. Çorap değiştiriyor gibi sevgili değiştiriyor sürtük ne olacak işte! Ama şu yeni avını merak etmiştim doğrusu neden olduğunu bilmesem de yine kimi kandırdı diye merak sardı içimi.
-Eslem hadi biz tuvalete gidelim hoca gelmeden elimizi yıkayalım’
-Daha yeni yıkadık ya Ayça bu ne titizlik’
-Olsun’
-Sen git ben gelmeyeceğim şu sürtüğün sevgilisine bakacağım’
-Boş versene sanane!’
-Ne bağırıyorsun be bir seninle gelmedim diye git nereye gideceksen’
-Tamam gitmiyorum’ dedi ve koluma girdi destek olmak istermişçesine. Bizim sürtük ayağa kalktı ve bana sinsice bir gülüş fırlattıktan sonra:
-Eslem hanım da gelmiş yeni ilişkimi tebrik etmeyecek misin?’
-Her gün yeni biriyle çıkıyorsun kusura bakma Sırma takip edemiyorum seni’
-Evet canım beni takip edemezsin’
-Doğru bir sürtük asla takip edilemez!’ dediğimde herkesten bir ‘oo’ sesleri yükseldi Sırma ise sinirden deliye dönmüştü.
-Kesin sesinizi! Sevgilim sen bu kıskanç kişilikle aynı sırada oturmasan iyi olur’
-Kimden bahsediyorsun sen?’ dedim şaşkınlıkla.
-Kimden olacak yeni sevgilim olan Özgür’den’ diyerek biraz kenara çekilip Özgür’ü görmemi sağladı. Olaya bakın ya bu nasıl oluyor anlamıyorum ama sürtükler gerçekten şanslı onlara kucak açanlar ise tam bir … neyse terbiyemi bozmayacağım.
Özgür gözlerimin içine öyle bir bakıyordu ki sanki özür dilerim dermişçesine sanki ben buyum dermişçesine…
-Evet çocuklar yerlerinize’ diye seslenen matematik hocamız düşüncelerimi yarıda kesmeme yardımcı oldu. Herkes sıramı boşalttıktan sonra yerime geçtim ve hocayı dinlemeye başladım aslında hocayı dinlemiyordum sadece dinliyormuş gibi yapıyordum. Şuan içimdeki öfkeyi tarif edemezdim en sonunda dayanamayıp Özgür’e döndüm ve kulağına:
-Koleksiyonuna yeni birini bulmuşsun hayırlı olsun ama dikkat et bir gün sen başkalarının koleksiyonu olma şekerim’ diye güldüm.

yeni bölüm bitmiştir.BEĞENMEYİ UNUTMAYINIZ CANLARIM ÇOK SEVİLİYORSUNUZ


#İmkansız# 8. bölüm


Özgür’e döndüm ve kulağına:
-Koleksiyonuna yeni birini bulmuşsun hayırlı olsun ama dikkat et bir gün sen başkalarının koleksiyonu olma şekerim’ diye güldüm.
-Merak etme o kadar da saf değilim ben koleksiyonuma birisini alırım başkalarının koleksiyonu olmam’
-Ukala olduğun kadar da salaksın! Her neyse ne bok yiyorsan ye’ diyerek hocayı dinlemeye devam ettim.
Okul çıkışında doğruca eve gittim ve olanları sindirmeye çalıştım. Ama olmuyordu yapamıyordum ilk defa başıma böyle bir şeyin gelmesinin siniri ile elime geçen tüm yastıkları kapıya doğru fırlatıyordum ki o sırada kapı açıldı ve Ekrem yastıklarımdan birini kafasına yedi.
-Savaş mı çıktı? Ne bu sinir?’
-Okuldaki züppeler işte’ dedim saçımı düzelterek’
-Çok ayıp bir daha o kelimeyi duymayayım kötü olur’
-Tamam özür dilerim. Sen niye gelmiştin bir şey mi var?’
-Kızımın odasına girmek için randevu falan mı almam gerek’
-Hayır sadece merak ettim’
-Anladım canım hafta sonu misafirlerimiz var onun haberini vermek için gelmiştim’
-Of hayır ben yokum hasta falan dersin’ diyerek kendimi yatağa atarak hasta numarası yaptım’
-Öyle misafir değil benim arkadaşlarım ya da iş için gelmiyorlar’ dedi gülerek.
-işte bu güzel. Peki neden geliyorlarmış + kim geliyor?’
-Kuzenin’
-vay bu süper bir haber tek mi gelecek peki?’
-Hayır anneannen de gelecekmiş o da fırsat bu fırsat diyerek takılmış peşine’
-Fırsatçı insan ya tamam haber verdiğin için sağ ol bende derslerimi hallederim biliyorsun ki o varken ders çalışmak imkansız’
-Bilmez miyim hiç. Yemek yedin mi?’
- hayır yemek oldu mu ki?’
-Olmadı daha başlamadı bile Selma erken ama istersen dışarıda yiyebiliriz’ diye gülümsedi Ekrem.
-Bu süper bir fikir hemen hazırlanıyorum’ diyerek ona kapıyı açtım.
-Hadi bana bay o zaman’ dedi ve çıktı. Bende hemen dolabımın karşısına geçip kıyafetlerimi bir güzel seçip giydim. Ayna da son halime baktıktan sonra çantamı da alıp aşağıya indim. Ekrem kapı da durmuş beni bekliyordu.
-Vay canına şu güzelliğe bakın ben çok rüküş kaldım bu güzellik karşısında’
-Saçmala harikasın sen de sadece.’ Diyerek kravatını düzelttim ‘ işte şimdi süpersin’
-Sağ ol canım. Selma emin misin gelmeyecek misin?’
-Teşekkürler ama evde kalsam daha iyi’ diye yanıtladı Selma teyzem.
-Peki geç kalmayız biz’ diyerek arabayla lüks bir lokantaya gittik.
Burası lüks olmasına rağmen çok kalabalıktı. Etrafımda ki insanlara bakıp sessizce yorum yapıp gülüyordum. Gülmemek elde değil kadın kibar olmaya çalışmasına rağmen bir türlü olamıyordu galiba karşısında duran adamla ilk defa yemeğe çıkıyordu. Kadın kibarca şarabından ufak bir yudum alayım derken bembeyaz kıyafetini üstüne döktü o anki kadının mahcupluğu görülmeye değerdi. Tabi ki de kahkahlarıma engel olamadım.
-Eslem çabuk buraya gel 2 dakikadır sana sesleniyorum’ diyerek Ekrem kolumdan tutup beni ayırttığı masaya doğru sürüklüyordu ben bu sırada hala gülmeye devam ediyordum.
-Ne var bu kadar gülecek’ dedi sinirle. Ov Ekrem çok kötü kızmıştı.
-Affedersin.’ Diyerek menüyü alıp baktım. Yıllardır böyle yerlere geldiğim için az da olsa o abzurt isimlerin ne yemeği olduğunu öğrenmiştim. Yiyeceklerimizi sipariş ettikten sonra biri ‘Eslem’ diye seslendiğini duydum ve sağa sola bakmaya başladım ama kimsenin bana seslendiği yoktu herkes kendi aleminde yemeğine yumulmuştu.
-Biri bana mı seslendi?’ diye sordum Ekrem’e.
-Hayır ben duymadım’
-Garipten sesler mi duymaya başladım yani’ dedim etrafıma tekrar bakarak.
-Öyle hissetmişsindir takma bu kadar’ dedi bu adam niye beni umursamıyor ki şimdi gıcık kibarlıktan ölecek birazdan!
Yemekleri yedikten sonra Ekrem hesabı ödedi ve çıktık. Çıktık ama ne çıkma kapı da magazinciler bizi bekliyormuş sanki hemen şak şak fotoğraflar çekip etrafımızı sardılar. Bu durumdan nefret ediyordum Ekrem yüzünden gazetelerde boy göstermekten nefret ediyordum ama kötü de olmamak lazım sonuçta ucunda rezil olmak da var değil mi ama
-Kızınızla bir şey mi kutluyordunuz Ekrem bey?’
-Ünlü bir Arap şirketiyle anlaştığınız doğru mu acaba?’ off içim daraldı size ne bundan sanki! Ekrem hemen gülümseyerek cevap verdi:
-Daha tam olarak anlaşmış sayılmaz. Kızımla öylesine yemek yemeye geldik. Teşekkür ederiz’ diyerek belimi kavradı ve benim kapımı açıp arabaya binmemi sağladı. O da arabaya bindikten sonra hemen konuşmaya başladım.
-Bunlar nereden biliyor ki anlaşma yapacağını ben bile bilmiyordum’ diye sitem etmeye başladım.
-Senin bu konularla yani benim işimle ilgilendiğimi sanmıyorum hem o kadar da önemli değil sıradan bir iş işte’
-Ya kesin öyledir’ diyerek arkama yaslandım.
***
Okula vardığımız da herkes bana bakıp yanındakine bir şey söylüyordu anlaşılan bugünün dedikodusu ben olmuştum. Furkan koşarak yanıma gelip selam verdi ve gülerek sınıfa girdik. Gerçekten iyi ve komik bir çocuktu onu seviyordum. Sınıfa girdiğimde herkes birden alkışlamaya başladı. Ben ise anlamsız arkamda ki Furkan’a bakıyordum.
-Seni alkışlıyorlar be asosyal kız’ diyerek Ali laf attı.
-Oğlum ne asosyali kız bu lokanta bu cafe geziyor asosyal olan biziz her gün evdeyiz’
-Saçmalama bir dün gittim o da Ekrem’in ısrarı üzerine. Siz nerden duydunuz?’
-gazetelerden tüm gazeteler de siz varsınız olaya bakın ya kız gazetelerin ilk sayfasında biz ise anca okul sıralarında’
-Var mı yanınızda?’
-Tabi ki de’ diyerek gazeteyi bana doğru fırlattı Ali.
Kocaman yazılarla ‘ÜNLÜ İŞ ADAMI KIZIYLA BİRLİKTE BOĞAZIN EN NEZİH LOKANTASINDA GÖRÜNTÜLENDİ’ yazıyordu. Oh kötü bir şey yazmamışlar diye aklımdan geçirdim. Fotoğrafım da güzel he sevdim eve gidince kesip saklayacağım.
Öğle arasında tiyatro çalışmaları vardı. Embesille aynı sahneyi paylaşmak midemi bulandırıyordu. Üstüne üstelik biz oyunda iki aşığı canlandırıyorduk o rolünü iyi yapsa da onun bana yaptıkları aklıma gelince donup kalıyordum. En sonunda hocamız:
-Eslem bi sorun mu var?’ dedi. Ben de dayanamayıp anlatmaya başlattım.
-Hocam ben bu embesil ile sevgili olmak istemiyorum midemi bulandırıyor’
-Eslem çok ayıp’ dedi hocamız.
-Doğrular ne zamandır ayıp kategorisine giriyor?’
-Tamam Eslem bir şey demiyorum bunu başka hocaların sana açıklar ben sadece tiyatro öğretmeniyim. Maalesef Özgür’le aynı sahneyi paylaşmalısın mecbursun katlanacaksın!’
-Of peki’ diyerek devam ettim. Özgür ise dediklerimden bozulmuş bana ters ters bakıyordu. Allahtan zil çaldı da onun suratını çekmek zorunda kalmadım. Sınıfa doğru çıkarken bir kol beni durdu arkama baktığım da Özgür öfkeyle bana bakıyordu.
-Benimle aynı sahneyi paylaşmak istemiyorsan çıkabilirsin tiyatrodan’
-Sana soracak değilim ayrıca dağdan inip bağdakini kovamazsın!’
-Dağdan inip mi? Ne demek istiyorsun sen bana şimdi’
-Sadece bir atasözü benim de değişiklerimle süper bir söz oldu’ diyerek güldüm ve yoluma devam ettim. Sınıfa girdiğimiz de arkamdan bağırmaya devam ediyordu sözlerimi kaldıramamıştı galiba embesil.
-Laflarına dikkat et!’ dediğinde olduğum yerde durup arkamı döndüm ve konuşarak ona doğru yürüdüm.
-Etmezsen ne olur? Yoksa Aylin’den (sevgılısı) sonra koleksiyonuna beni mi katmayı düşünüyorsun’
-Saçmalama!’ dedi ve bir an da Aylin Özgür’ün yanında bitiverdi.
-Ne koleksiyonundan bahsediyor bu Özgür?’
-Sen yorulma canım ben söylerim’ diyerek Özgür’ün çenesini açmadan kapattım. ‘Sevgilin sürtük koleksiyonu yapıyor sen de buna dahil oldun kocaman alkış sen bir seçilmişsin’ diyerek gülmeye başladım. Benimle beraber sınıftaki birkaç kişi de gülünce Aylin sinirden Özgür’e bir tokat geçirdi ki of görülmeye değer keşke çekseydim dedim biran kendi kendime.
-Bitti adi herif her şey!’ dedi ve ağlaya ağlaya sınıftan çıktı. O sırada Özgür gelip kolumdan iyice kavradı.
-İstediğin oldu mu ayrıldık işte’
-Şuan istediğim tüm embesillerin ilk olarak senin devlet tarafından imha edilmeniz ama olmuyor işte kader tatlım’ diyerek gülümsedim o da gülmeme sinir olup daha fazla kolumu sıktı.
-Bana buluşma bir daha!’
-Çek şu kolunu canımı acıtmaya başladın’ dedim sinirle.
-Hey bırak kızın kolunu’ diyerek Furkan araya girdi bende kolumu kurtardım. Furkan ve diğerleri Özgür’ün üstüne yürümeye başladılar.
-Bir daha sınıfımızda ki bir kıza daha yaklaşırsan biz de sana kötü taraftan yaklaşırız haberin olsun ayağını denk al!’ diyerek onu ittirdi.
Vay canına benim için birbirlerine girdiler şimdi burada benim için kavga etmenize gerek yok demek vardı ama olmaz ortam müsait değil. Hoca geldiğinde herkes anında yerlerine geçti Allahtan hoca safta bir şey anlamadı yoksa gazeteden sonra müdürün odasında boy gösterecektim. Özgür yanıma oturduğunda burnundan soluyordu bende bulaşmamak için önüme döndüm ama o kulağıma eğilerek.
-Beni hafife aldın güzelim bunların hesabını ödeteceğim sana!’ dedi ve hocaya yöneldi. Bu bir tehdit mi evet bu gayette ciddi bir tehdit.

yeni bölüm bitmiştir.BEĞENMEYİ UNUTMAYINIZ CANLARIM ÇOK SEVİLİYORSUNUZ

#İmkansız# 9. bölüm



Özgür yanıma oturduğunda burnundan soluyordu bende bulaşmamak için önüme döndüm ama o kulağıma eğilerek.
-Beni hafife aldın güzelim bunların hesabını ödeteceğim sana!’ dedi ve hocaya yöneldi. Bu bir tehdit mi evet bu gayette ciddi bir tehdit.
***
Bugün Cuma okulun son günü ama Allahtan yarın tatil yoksa ne yapardım ben Özgür’ün o öfke dolu bakışları bazen beni korkutmuyor değil hani. Ne sinsi bir çocuğa rastlamış ben böyle Allah beterinden saklasın ve bundan beni korkutsun AMİN.
Sınıfta bugün herkesin bir acelesi vardı. ‘günaydın’ diyen tek insan yok herkes oradan oraya koşuşturuyordu. Ayça’nın yanına gidip:
-Ne bu telaş?’ diye sordum.
-Ay ne olacak hiç kimse Coğrafya ödevini yapmamış hani şu grup ödevi olan var ya işte o yüzden oradan oraya ödevi tamamlamak için koşuşturuyorlar. Sahi sizin ödev bitmiş miydi?’
-Nerede. O gün erkenden kovmuştum ben onu evine maalesef tamamlanmamıştı’
-E şimdi ne yapacaksınız peki?’
-Ben ödevi tamamladım hocaya vereceğim işte’
-Sana inanmıyorum Eslem ya. Çocuk sana neler dedi sen gidip kendi yaptığın ödevi biz yaptık diye göstereceksin’
-Evet doğru dediklerin ama atladığın bir şey var eğer ben onu o gün eve erken yollamasaydım gitmeyecekti ve ödevi tamamlayacaktık’
-İyimser Eslem Hanım’
-Dalga geçmeyi kes geldi’ dedim ve yerime geçtim. Özgür’de yanıma oturup yüzüme baktı ama o bakışta öfkeden eser yoktu. Sanki beni affet diyordu. Püf! Ne saçmalıyorum ben öyle.
-Niye bakıyorsun bir durum mu var?’
-Hayır sadece bugün ödev konusunu ne yapacağız diye soracaktım’
-Sorun yok o konu da ben ödevi tamamladım’ diyerek ödevi poşetten çıkardım. ‘fazla güzel olmadı ama elimden ancak bu kadar geldi’
-Bence gayet güzel olmuş fakat bu senin ödevin benim değil’
-Saçmalama biz bir grubuz o yüzden ben hocaya ikimiz yaptık diye göstereceğim’
-Gerçekten teşekkür ederim. O kadar sana laf söyledim ama sen hala iyimsersin bana karşı’
-bunun seninle ilgisi yok embesil! Hoca bir işi başaramadınız diye notumu kıracak senin için değil kendi iyiliğim için yapacağım’
-Peki teşekkür ederim’ diyerek önüne döndü.
Coğrafya hocamız ödevimizi çok beğendi ve bize gayet iyi bir not vererek yerimize oturmamızı söyledi. Ders çıkışında Selin sınıfın ortasına geçip:
-Arkadaşlar yarın benim doğum günüm herkesi bekliyorum eksiksiz ‘Alem cafe’ye (bu cafenin bizim için önemi çok büyük arkadaşlarımla yani ) gelmenizi istiyorum. Gelmeyenle küserim ona göre’ diyerek göz kıptı. Püf! Bu nerden çıktı ya şimdi mecbur gitmek zorundayım inşallah kuzen kırılmaz.
Of başıma gelenler o kötü ki ne yapacağımı bilmiyorum. Durum şu ki: tiyatro hocamız provalardan sonra bizi kutladı ve piyeste küçük bir değişiklik olduğunu bunun bizim hakkımızda iyi olacağını ayrıca büyük beğeni toplanacağını söyledi. Buraya kadar her şey süper ama konu şu ki değişiklik berbat. Ekrem duyunca kafamı kesecek. Tiyatro hocamız piyesin sonunda benim Özgür’ü öpmemi istiyor. Bunu öğrenince Özgür’e bir bakışım var ki çocuk bir adım geriye çekilip:
-Hocam bu değişikliği yapmasak olmaz mı?’ diye sordu fakat hocamız bunu yaparsak gösterinin daha çok alkış alacağını ve beğenileceğini yenileyip durdu. Ben ne yapacağım şimdi? Provadan sonra Özgür yanıma geldi ve konuşmaya başladı.
-Eğer gerçekten beni öpmek istemiyorsan zorunda değilsin hocaya tamam yaparız diyip son gün yapmayız sen de kurtulmuş olursun’
-Hocalara ya da başka birisine yalan söylemek hiçte adetim değildir. Ben sadece seni öpmek için bir neden bulamıyorum. Senin gibi iğrenç bir embesili kim öpmek ister ki. Ah pardon koleksiyonun da bir sürü kişi vardır ama emin ol benim bu işi yapmak için bir amacım yok’
-Tamam haklısın iğrenç birisi olabilirim gözünde’
-Evet öylesin’
-Ama şu var ki sen de beni öpmek istiyorsun’
-Ne! Sen ne dediğinin farkında mısın? Seni öpünce bir prense dönüşeceğini bilsem bile öpmem. Çünkü hayvanları öpmek hobilerim arasında yer almıyor. Sana bir şey sormak istiyorum aslında ama bana doğruyu söyleyeceğine söz ver’
-Peki söz’ dedi büyük bir heyecanla kulağına doğru yaklaştım ve kısa bir süre parfümünü içime çekip:
-Hem embesil hem de bu kadar kendini beğenmiş olabiliyorsun şekerim hala anlamış değilim’ diyerek güldüm ve oradan uzaklaştım.
**Özgür**
Belki yaptıklarım affedilemeyecek kadar kötü şeyler olabilir ama ne yapalım ben buyum ve değişmeye niyetim hiç yok. Bugün tiyatro hocamız gösterinin sonunda Eslem’le öpüşmemi istedi. Benim için hava hoş asla hayır demem ama Eslem bana bir bakışı vardı ki korkmadım desem yalan olur. Sanki ben demişim öpüşelim mi diye manyak bu kız cidden ama ne yalan söyleyeyim onunla sevgili olmak isterdim her neyse.
Okul bitimin de herkes bir anda sınıftan fırladı ama ben hala eşyalarımı toplamakla meşguldüm son olarak sıranın gözüne şöyle bir bakıp bir şeyim kalmış mı diye kontrol yapıyordum ki Eslem’in telefonunu gördüm. Şaşkın kız benden önce çıkayım derken telefonunu unutmuştu. Neyse ki gideli fazla olmamıştı ona yetişebilirdim. Bunu ona sadece sabah ki ödev konusu için yapıyorum iyiliğe karşı iyilik sonuçta.
Hızlı adımlarla merdivenleri inip bahçeye çıktım ve hemen için kafamı sağ sol yapıp Eslem’i bulmak için küçük bir gözcülük yaptım ve evet orada Ayça’dan ayrıldı ve arabasına doğru yürüyor bende hemen onun bulunduğu yere doğru yürüdüm. Kafamı kaldırdığım da Eslem bir erkeğe sarılmıştı ve çocukta onu etrafında döndürüyordu. Vay hanımefendinin sevgilisi varmışta haberimiz yokmuş. Ama bana yok demişti yani ben ona seni seviyorum oyununu devam ettirseydim o ikimizi de mi idare edecekti. Birde bana iğrenç der kendisine baksın. Şu çocuğa bir tane yumruk atmak istiyorum çok sinirliyim nedenini bende bilmiyorum. Neyse sakin ol Özgür senden ondan daha yakışıklısın eve gidince Ece’yi (Ece koleksiyonunun en değerli kişisi Özgür’ün onu sevmediğini bilse de her zaman o çağırdığın da anında yanında olur ve gönlünü eğlemesinde çapkınımıza yardımcı olur) ara da seni mutlu etsin dedim kendi kendime ve onlara doğru yürümeye devam ettim.
Elsem benim geldiğimi görünce hemen çocuğun kucağından inip eteğini düzeltti ve bana anlamlı bir bakış attıktan sonra çocuğa:
-Biraz uslu dur olur mu?’ diye göz kırptı e tabi gülmeyi de ihmal etmedi. ‘ne istemiştin Özgür?’ dedi umursamaz bir tavırla. Vay anasını bir çocuk insana ne kadar hava katıyordu böyle.
-Telefonunu unutmuşsun sıranın altında onu vereyim dedim sadece’
-Teşekkür ederim’ dedi ve elimden kapıp çocukla beraber arabaya atladı ve gittiler. Ve atladığım büyük ayrıntı çocuğun kendi arabası var direksiyona o oturdu. Lanet olsun!
**Eslem**
Hızlı bir şekilde sınıftan çıktım ve Ahmet abiyi beklemeye başladım. Ama maalesef gelmemişti daha bende o gelene kadar Ayça ile sohbet ettim fakat servis kalkacağı için hoşça kal diyerek ayrıldık. Okul kapısına doğru giderken birden ne göreyim kuzenim Murat beni arabasına yaslanmış etrafa göz gezdiriyor. Koşarak yanına gittim ve sarıldım hemen beni döndürdü.
-Eteğim açılacak yere indir şapşal şey’
-Tamam’ dedi ve o sırada Özgür bize doğru yaklaşıyordu. Meğer telefonumu unutmuşum o yüzden gelmiş bende yine ne haber duyacağım diye düşünüyordum. Ona teşekkür edip arabaya atladık ve doğru eve. Yolda bana sürpriz olması için bugün geldiklerini anlattı. Çok mutlu olmuştum gerçekten.
Evde anneannemin üstüne bir atlayışım vardı ki kadın hemen
-Eslem dur ben yaşlandım artık’ diye feryat etti.
-Pardon çok özlemişim ben bitanemi dayanamadım’ diyerek yanaklarından sımsıkı öptüm.
-Bana bu kadar istekli sarılmadı’ diye Murat sitemlere başlamıştı.
-Nankörlük yapma!’
-Asabi kız’
-Murat uğraşma kuzeninle’ diye anneannem ortalığı yatıştırdı. Babam gelene kadar hasret giderdik babam geldikten sonra da hemen sofraya geçmek için ayaklandık herkes çok açtı hiçte ben öyleydim. Sofraya geçerken Murat elini omzuma attı ve olduğu yerde bir anda durdu.
-Ne oldu be yürüsene’
-Eslem bir sorun var’ dedim üzgün bir şekilde.
-Ne oldu hayırdır?’
-Sen- sen..’ deyip deyip duruyordu.
-Evet bana ne olmuş?’
-Sen küçülmüşsün kızım’ diyerek kollarıyla etrafımı sarıp kahkahalar atmaya başladı.
-Seni pislik ben de bir şey oldu sandım’ diye göğsüne yumruk attım.
-Yağmurlu havada mı gezdin bilmiyorum ama çekmişsin’ dedi ve tekrar gülme krizine tutuldu. Ben de onunla beraber gülüyordum benimle dalga geçmesini bile özlemiştim doğrusu.
***
Sabah parmak uçlarım da yürüyerek Murat’ın kaldığı odaya doğru bir yürüyüş yaptım. Tabi araç gereçleri de unutmuş değilim. Bir sürahi su, oyuncak bebek – saçı için- vb. kapıyı açıp usulcacık içeri girdim ve bingo beyefendi hala uyuyor.
-Murat hayatım hadi kalk sabah oldu’ diye koluna dokundum ayrıca getirdiğim oyuncak bebeğin saçlarını da yüzünde gezdirdim ama tık yok.
-Uyanmıyor musun? Tamam bunu sen istedin’ diyerek koca bir sürahiyi başından aşağıya dökmemle bir yataktan kalkışı var komedi.
-He ne oldu? Kim ölmüş? Ben nerdeyim’ diye sağ sola çevirdi başını.
-Ah yavrum sen kliniklik bir vakasın. Ama bunu hak ettin akşam oldu be öldün sandım’ dediğim de saatine bir gözü kapalı baktı.
-Yalancı pislik saat daha 12 gece 3’te uyuttun beni zaten’
-Kendin gelip Eslem’cim bir derdin var mı diye sordun akıllım şimdi suçu bana yükleme!’
-Kızım ben onu öylesine sordum sen de dert anasıymışsın da haberimiz yokmuş.’
-Her neyse benim seni kaldırmamda ki amaç bugün parti var oraya gideceğiz ve sen de benimle geleceksin’ diye sırıttım.
-Benim kararlarımı ne zamandır sen veriyorsun?’
-kısa bir zamandır. Ya tek kalmak istemiyorum hem orada bir sürü kız var birisiyle ilgilenirsin’ diye göz kırptım.
-Saat kaçtaymış bu parti’ diye ayağa kalktı.
-Ne çapkınsın ya hiç değişmemişsin.. murat odada ben varım büyüdük artık benim yanımdayken üstünü değiştirme!’
-Salak tişörtü çıkardım su gibi olmuş’
-Hakaret etme hadi ben giyiniyorum sen de güzel giyin bye bye’ diyerek odama gidip üstümü değiştirdim.
Şık bir elbise, topuklu ayakkabı, çanta, azıcık makyaj ve Eslem bomba gibi. Aşağıda babamın büyük laf dalaşının ardından zar zor kendimizi dışarı atabildik neymiş misafirler arkadan sürüklenmezmiş ne m,safir ama!
-Geldik burası’ dedim ve Muratla beraber araban indik. Hemen koluma girdi.
-Kavalyen benim akıllı ol yavrum. O elbiseyi de aşağıya indir ben kuzenin olduğum hal de bakıyorum be’
-O senin sapıklığın’ diyerek içeri girdik. Doğum günü kızı Selin bizim de gelmemizle ‘PARTİ BAŞLASIN’ diye komut verdi. En sona biz kalmışız : D

yeni bölüm bitmiştir.BEĞENMEYİ UNUTMAYINIZ CANLARIM ÇOK SEVİLİYORSUNUZ


#İmkansız# 1o. bölüm


-Geldik burası’ dedim ve Muratla beraber araban indik. Hemen koluma girdi.

-Kavalyen benim akıllı ol yavrum. O elbiseyi de aşağıya indir ben kuzenin olduğum hal de bakıyorum be’

-O senin sapıklığın’ diyerek içeri girdik. Doğum günü kızı Selin bizim de gelmemizle ‘PARTİ BAŞLASIN’ diye komut verdi. En sona biz kalmışız : D

-Eslem buradayız’ diye Ayça bağırıyordu. Bu tiz ses hemen susmalı koşar adım yanlarına gittik

-Çok güzeliz bugün hayırdır?’ diye imalı laf attı yine Ayça.

-Doğum gününe ev kıyafetleriyle gelmek olmaz hem yanımdaki beyefendiye uyum sağlamam lazım’ diye Murat’ı işaret ettim.

-Güzel de ben tanıyor muyum?’

-Tanımıyorsan tanışalım ben Murat Eslem’in tek ve öz kuzeni’ diye Murat elini uzattı tabi bizim kızımız da hemen sıktı.

-O benim en yakın arkadaşım salak öyle bir şey hayatta düşünme kafanı kırarım’ diye Murat’ın kulağına eğilerek konu hakkında bilgi verdim.

-anlaşıldı’ dedi o da sessizce.

-Ne istersin Murat ben kendime bir şeyler alırken sana da alayım’

-İçki’

-Araba kullanacaksın her neyse ben sana uygun bir şeyler bulurum’ diye içeceklerin olduğu masaya doğru yürüdüm. Herkesin ağzı kulaklarındaydı mutlu olmayı başarmışlardı hiç değilse.. içecekleri aldım tam dönüyordum ki bir ses durmamı sağladı.

-Ah bak güzelim kim buradaymış seni sıra arkadaşımla tanıştırayım’ diyerek Özgür ve elinde ki sürtük önümü kestiler.

-Ece bu Eslem, Eslem bu da ece’ diye sırıtıyordu bizim embesil.

-Tanıştığıma memnun oldum canım’ diyerek elini uzattı. Elimi uzatacağımı mı sanıyordu bu sürtük! Gülümsedim ve konuşmaya başladım.

-Ece bu cafe’ye girerken bir tabela gördün mü seninle ilgili’

-Yo görmedim ne tabelası sevgilim?’ diye Özgür’e döndü. O cevap vermeden ben atladım lafa.

-^Sürtükler giremez tabelası^ bence bir daha ki sefere etrafına bakmayı unutma’ diye göz kırptım ve masamıza doğru ilerledim. Masa kızlardan gözükmüyordu resmen tabi gülüşmeleri de unutmamak gerek. Kızları aşıp Murat’ı zor buldum.

-Ne oluyor burada?’

-Arkadaşların çok cana yakın insanlar’ diye kızlara doğru döndü.

-Seni burada da çekemem. Arkadaşlar lütfen dağılabilir misiniz? Onun bir sevgilisi var’ diye gülümsedim ve bir anda etrafımızda kimse kalmadı.

-Niye sevgilisi var dedin?’

-Doğru birçok sevgilisi var demeliydim bir daha ki sefere öyle derim’ diyerek içeceğimden bir yudum aldım.

-Onlar gelip yakama yapışıyor benim bir suçum yok ben de onlara yardımcı olmaya çalışıyorum tüm iyi niyetimle’ diye güldü.

-Yazın bir kıza nasıl yardım ettiğini Ayça’ya anlatmamı ister misin? O da nasıl iyi niyetli bir insan olduğunu görsün!’

-Dans edelim mi?’

-İşine gelmeyince nasıl da konuyu değiştirirsin ama’

***

  Pasta geldi ve Selin bir dilek tutup mumları üfledi. Bizde aldığımız hediyeleri verdik ve Selin’i öptük. Biz gelmeden önce Muratla güzel bir çanta almıştık sade ve şık Selin’in zevkine göre olduğu için çok beğendi. Herkes hediyesini verdikten sonra müzik başladı slow bir şarkıydı.

-Benimle dans eder misin güzel bayan?’

-Murat git işine ne dansı ya’

-Ben senin kavalyenim uleyn benim dediğim olacak’ diye elimden tutup piste sürükledi.

-Şapşal yaratık’

-Ama seviyorsun beni itiraf et’

-Kuzenler sevilir hem de bir tane numunelik varsa daha çok sevilir’

-Utandırıyorsun beni Eslem’ diye güldü.

-Yalan söyleme bari’

-Peki güzel dans et bende hava atayım belki birini kaldırırım yeni bir aşk doğar’

-Tek günlük’

-Kapa çeneni ve bana uyum sağla’ diyerek lafı ağzıma tıkadı.

   Bende kavga etmemek için başımı omzuna koyup gözlerimi kapadım. Bu şarkı insanın resmen ruhunu dinlendiriyordu. Birden bir savruldum neye uğradığımı şaşırdım. Sendeledim fakat biri sıkıca belimden kavramıştı bu Murat değildi. Kendime gelip baktığım da Özgür olduğunu gördüm Murat’a baktığım da ise Ece’yi sımsıkı sarmış gülerek bir şeyler anlatıyordu. Şimdi eş değişimi mi oldu? Elimi hemen Özgür’ün elinden çektim ve pisten çıkmak için bir adım atsam da başarılı olamadım.

-Bırak beni hemen!’

-Sinirlenince ayrı bir güzel oluyorsun sen ya’ diye sırıtıyordu.

-Bağırmak istemiyorum bırak beni zorla tutamazsın beni’

-Tuttum bile azıcık debelenmeden dursan diyorum’ derin bir nefes aldım ve debelenmeyi kestim.

-Benden ne istiyorsun?’

-Hiç’

-Hiç mi?! O zaman bırak beni!’

-Tamam kızma şakaydı bunu sonra konuşuruz müziğe ayak uydur, azıcık gül herkes bize bakıyor’ diye sırıtıyordu.

-Pes ettim tamam’ diye güldüm o da sıkıca tuttuğu elimi gevşetti ve onun bu anından faydalanıp tuvalete koştum fakat arkamdan geliyordu. Tuvalete girip kapıyı kapattım ama benim kapatmamla birden yine açıldı.

-Yüzsüzlüğün  bu kadarı yani. Kızlar tuvaleti burası erkeklerin yan tarafta ama sen kendini ^kız^ kategorisin de görüyorsan bir şey diyemem’ dedim. Şu tuvalette niye kız yok. Şuna defol diyecek. Üstüme doğru gülümseyerek geliyordu ben de o geldikçe geriye doğru gidiyordum.

-Benden kaçmayı ne zaman keseceksin?’

-Sonsuza kadar’

-Sonsuz çok uzak be meleğim’

-Bana meleğim demeyi kes ve defol. Sen git Ece’nin yanına’ diye bağırdım fakat o gülüyordu.

-Ece’yi kıskanmana gerek o benim için bir anlam ifade etmiyor’ diye sırıtıyordu.

-Sürtükleri kıskanmak için bir amacım yok!’

-Tamam sinirlenme’ dediğinde artık aramızda bir adım kalmıştı ve benim gidecek bir yerim yoktu. Şimdi bağırsam rezil olan taraf o değil ben olurdum o yüzden o şıkkı anında eledim. Tek dileğim bu mesafeyi de kapatmaması. Ne yazık ki artık aramızda mesafe yok ve şuan gözlerini gözlerime dikmiş bakıyor.

-Bu kadar güzel olma lütfen kendimi tutamıyorum’

-Sakın düşündüğün şeyi yapma hayatını mahvederim!’

-Hırçınlıkta yakışıyor sana ama bana vurmana izin vermeyeceğim’ diyerek 2 bileğimi de sıkıca kavrayıp beni duvara yapıştırdı. En kötüsü de o gözlerimin içine bakarken ben tüm benliğimi kaybediyordum ve hiçbir şey yapamıyordum. Git gide daha fazla yaklaştı ve şimdi artık nefesini yüzüme vuruyordu.

-Bunu yapma lütfen’ diye fısıldadım.

-Sana yaptıklarım için özür dilerim sadece bana biraz zaman değişeceğim söz veriyorum’

-Sana inanmıyorum ve sana zaman vermek için hiçbir sebebim yok’

-Yanılıyorsun var. Sen de beni seviyorsun’

-Sevmiyorum’

-Seviyorsun’

-Sevmiyorum dedim!’

-Peki’ diyerek sustu ve dudaklarıma daha fazla yaklaştı. Hayır olamaz dercesine gözlerimi kapadım.

-Ah pardon rahatsız ettim kusura bakmayın’ diye bir kız içeri girdi ve gülerek çıktı. Özgür de bu esna da bileklerimi bıraktı.

-Bir daha yanıma yaklaşma senden iğreniyorum koleksiyoncu!’ diyerek hızla tuvaletten çıkıp parti alanına geçtim. Dans yerini eğlence almıştı. Murat’ın yanına gidip Ece’nin yanında alıp bir köşeye çektim ve bağırmaya başladım.

-Sen-sen ne yaptığının farkında mısın? Beni niye ona teslim ettin?’

-Hadi ama yapma kuzen çocuğa nasıl baktığını gördüm seviyorsun onu’ diye gülümsedi.

-Hayır sevmiyorum. Beni sıkıştırdı öpecekti bundan haberin var mı?’

-yok tabi ki yanınızda değildim’ dedi Ece’ye bakarak.

-Senden de nefret ediyorum’

-Hey ben senin iyiliğini düşündüm şapşal bir gün gelecek bana teşekkür edeceksin’

-o gün hiçbir zaman gelmeyecek’ diyerek geçip bir yere oturdum.

  Kalkıp gitme bir olasılığım yoktu çünkü babam ayrı geldiğimizi görünce bana çok kızacaktı mecbur kaderime razı olup oturduğum yerde etrafa göz gezdirdim. Herkes kendi kafasına göre takılıyordu. Gözlerimle etrafı tararken birden gözüme Özgür takıldı, eline bir fotoğraf makinesi almış benim fotoğraflarımı çekiyordu. Bu çocuk bir embesil o kadar laf söyledim hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Şuan onunla ilgilenecek halde değildim bedenim olmasa da ruhum çok yorulmuştu biraz önce neler yaşamıştım öyle düşündükçe gülüyorum salaklığıma.

***

   Eve geldiğimde yorgunluktan ölüyordum resmen hemen bir duş  alıp yatağıma serildim. Ne aksiyonlu bir gündü böyle. Acaba gerçekten onu seviyor muydum? Murat haklıysa kendimi çok kötü hissederdim gerçekten ben bu zamana kadar kimseye bağlanmadım ve bağlanmakta istemiyorum. Keşke her şey farklı olsaydı. Keşke Özgür böyle bir pis koleksiyoncu yerine düzgün biri olsaydı.. telefonum birden titremeye başladı. Mesaj gelmişti ve ve Özgür’den birden kalbimin atış hızı artmıştı. Kendine gel Eslem o embesilin teki’ diye kendimi yatıştırıp gelen mesajı okumak için göster tuşuna bastım ve mesaj:

‘…'

#İmkansız# 11.bölüm 'CİNAYET'


Telefonum birden titremeye başladı. Mesaj gelmişti ve ve Özgür’den birden kalbimin atış hızı artmıştı. Kendine gel Eslem o embesilin teki’ diye kendimi yatıştırıp gelen mesajı okumak için göster tuşuna bastım ve mesaj:

‘Bugün benim için gerçekten çok güzeldi teşekkür ederim. Hiç değilse azıcıkta olsa yakınlaşma oldu aramızda. Fotoğrafların çok güzel çıkmış fotoğrafçıya verdim yarın gidip alacağım ve odamın en güzel köşesine asacağım. Bu güzelliği her dk görmek istiyorum. Koleksiyoncudan Dünya güzeline sevgilerle tatlı rüyalar bebeğim J’

***5 gün sonra***

-Beni rahat bırak pislik’

-Şitt bu kelime sana hiç yakışmadı bebeğim’ dedi gülerek.

-Burak beni bırak lütfen!’ diye ağlamaya başladım.

-Seni seviyorum ve asla bende seni seviyorum diyene kadar bırakmayacağım. Benim olacaksın Özgür’ün değil!’ diye bağırmaya başladı. Bende bir yandan ağlıyordum. Beden dersindeydik fakat Burak (beni uzun zamandır seven çocuk) beni soyunma odasında köşeye sıkıştırmıştı.

-Onun değilim ben. Bak bırak beni kimseye söylemem yalvarırım’ diyerek onun gözlerine baktım fakat gözlerinde acıma duygusu şu yana dursun  nefretten başka bir şey yoktu.

-Hayır benimsin sen onun değil’ diye psikopatlar gibi sayıklamaya başladı. Ben ise korkudan olduğum yere oturup bacaklarıma kendime çekip ağlamaya başladım. 5 dk gibi normalde kısa ama benim için şuan uzun olan bir süre sonra gelip beni sarstı.

-Ağlamana sinir oluyorum kes sesini!’ diye tekrar bağırmasıyla benim gözyaşlarım daha fazla akmaya başladı. ‘Özür dilerim bağırdığım için sana kıyamıyorum o sonradan gelen züppe ile sevgili olacaksın biliyorum. Ben kaç senedir peşinden koşuyorum ama bana bir kere bile dönüp bakmamışken şimdi yeni gelen birinin sevgilisi olacağını bilmem beni kahrediyor’ diyerek benim yanıma oturup elindeki anahtarla oynamaya başladı. O anahtarla oynayıp bana bir şeyler söylerken bende cebimden dokunmatik telefonumu çıkartıp Özgür’ü arayıp cebime koydum tekrardan.

-Burak hadi inat etme ve beni soyunma odasından çıkar lütfen.’ Diyerek Özgür’e nerede olduğumu bildirdim yani inşallah duymuştur.

-Hayır benim olana kadar asla!’

-Öyle bir şey asla olmayacak ve buradan çıktıktan sonra her şey senin için bitecek pislik göreceksin!’

-Ney benim için bitecek? Beyaz atlı züppen beni döver mi yoksa ay çok korktum(!). gel buraya küçük sürtük benim olacaksın’ diyerek eteğimden tutup kendine çekti beni.

-Bırak beni hayvan’

-Burada yalnızız bizden başkası yok o yüzden utanmana gerek yok bebeğim. Ver bakalım sevgiline bir öpücük’ diye dudaklarını daha fazla yaklaştırdı ben ise geriye gideyim derken kafamı duvara çarptım ve artık gidecek bir yerim kalmamıştı. Burak’ta beni duvarla kendi arasında sıkıştırıp dudaklarımdan öptü. Çırpınışlarım artık hiçbir kar etmiyordu onun söylemesi gibi artık onun olmuştum. Hiç kimseyi öpmeyen dudaklarım onun iğrenç dudaklarıyla masumluğunu bozmuştu.

-Onu bırak şerefsiz!’ diye biri üzerimden Burak’ı almıştı bende kafamı öne eğip ağlamama devam ettim. Seslerden iki kişinin boğuştuğunu duyabiliyordum. Birden büyük bir ses koptu ne olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığım da Özgür’ün Burak’ın kafasını cama çarpıttığını gördüm. Birden Burak yere yığıldı kafasından kanlar akıyordu. Özgür korkudan hemen geriye çekilip korkulu gözleriyle bana baktı.

-Ben bir şey yapmadım kendisi kafasını arkaya attı. Ben onu öldürmek istemedim yemin ederim’ dedi çaresizce. Birden ikisi arasında gözlerim gidip geldi ve birkaç dakikaya kendime gelip cevap verdim.

-Sakin ol daha ölüp ölmediği belli değil hemen müdüre haber verelim de doktora götürsünler’

-Eslem ya ölürse çok fazla kan akıyor’

-Saçmalama hadi koş bir hocayı çağır’ dediğim de hala olduğu yerde duruyordu. ‘Ne duruyorsun hadisene’ diye bağırdım ve o da kendine gelip koşmaya başladı. Bende Burak’ın yanına oturup başını kucağıma aldım. Kafasında çok fazla cam kırıkları olduğu için kan fazlasıyla akıyordu. Aklıma saçıma taktığım fularım geldi ve çıkarıp başına bastırdım. O sırada müdür odaya birkaç kişiyle girip Burak’ı kucaklayıp odadan çıkardılar. Müdür bir şeyle söylemesine rağmen ben hiçbir şey anlamamıştım. Tek anladığım odadan çıkarken ‘Sizinle sonra görüşeceğiz’ demesiydi.

-Eslem kendine gel’diye Özgür beni sarstı.

-O-o beni öptü bana saldırdı’ diyerek hazır da bekleyen birkaç damla gözyaşımı da akıttım.

-Gel buraya’ diyerek Özgür beni kendine çekip elleri ile etrafımı sardı. Onun kollarında olmak güven verici olsa da şuan da ikimizin huzursuz olduğu çok belliydi. Belirli bir süre öyle birbirimize sarılıp otururken telefonumun sesiyle kendime geldim.

-Alo Eslem kızım iyi misin? Müdür kötü olduğunu söyledi bir arkadaşını hastaneye kaldırmışlar ve sende oradaymışsın iyi misin sana bir şey olmadı ya?..’

-Ekrem çok hızlı konuşuyorsun dediklerinin yarısını anlayabiliyorum merak etme ben iyiyim’

-Allah’a şükürler olsun ben seni hemen gelip alıcam bir yere kaybolma sakın’ dedi ve kapattı.

-Müdür ailelerimize haber vermiş sanırım. Artık herkes az da olsa bir şeyler biliyor. Hadi sende kalk lavaboya gidelim de biraz üstümüzü düzeltelim’ dedim ve yerden kalkıp elimi Özgür’e uzattım. İlk önce biraz durup beklese de sonradan elimi sıkıca kavrayıp ayağa kalktı. Dayanamayıp ona sımsıkı sarıldım.

-Teşekkür ederim beni onun elinden kurtardığın için merak etme kötülere bir şey olmaz diye boşu boşuna dememişler o pislikte yaşayacak ve sana da bir şey olmayacak senin aleyhine şeyler söyleyeceğim’

-sağ ol’

**O günün akşamı**

 -Eslem hala okul da ne olduğunu anlatmayacak mısın kızım?’

-Bir şey olmadı diyorum sana anlamıyor musun?!’

-Bana bağırma ben senin babanım’

-Sende üstüme gelme fazla lütfen biraz dinlenmek istiyorum’

-Peki güzel kızım üstüne gelmiyorum uyu sen biraz’ diyerek babam beni öpüp odamdan çıkıyordu ki arkasından seslendim:

-Ekrem Burak’ın babasının telefonu var mı sen de?’

-evet yakın arkadaşım tabi ki var neden sordun ki?’

-Telefon edip Burak’ın durumunu sorar mısın merak ediyorum da.’

-Tabi ki de sorarım’ diyerek cebinden telefonu çıkartıp kısa bir konuşma yapıp bana döndü:

-Fazla kan kaybetmiş o yüzden durumu kritikmiş’

-Yani?’ dedim sessizce.

-Yanisi şu kızım kafasından darbe aldığı için yaşama riski daha da azalıyor ölebilir de’

-..

-Üzülme iyileşecek arkadaşın babası gibi güçlü biriyse hiçbir şey olmaz’ dedi ve tekrardan beni öpüp odadan çıktı.

  Burak’ın ölme riski varsa eğer suçlu olmasa da Özgür hapishaneye girebilir sonuçta onunla kavga ederken bu olaylar oldu. Lütfen Burak’a bir şey olmasın Allah’ım yoksa sevdiğim insanı kaybedeceğim daha kavuşamadan.

  Sabah hiçbir şey yemeden evden çıkıp okula gittim tek umudum Özgür’ü bulup birazcıkta olsa konuşmaktı. Hızla merdivenleri çıktım ve sınıfa girdim. Maalesef sınıfta yoktu çantası da olmadığı için tekrar aşağıya inip bahçede onu bekledim. Uzun bir bekleyişin ardından arabadan indim. Onu görür görmez yanına koşmaya başladım ve yanında vardığımda ona sarıldım. Geri çekildiğimde yüzü bembeyazdı sarılmama şuan da tepki vermesi ya da gülümsemesi gereken yerde o sadece bir heykel gibi duruyordu.

-İyi misin?’

-Hayır değilim ya sen?’

-Benim de pek iyi olduğum söylenemez ama biraz umutlu olmamız lazım sonuçta her şey de az da olsa bir umut vardır’

-Ne umudundan bahsediyorsun sen dün gece yattığı hastaneyi kaç kere aradım biliyor musun durumunu öğrenmek için ama her seferin de açan kadın durumunun iyi olmadığını söyledi. O ölecek ve bende hapsi boylayacağım’

-Saçmalama ve bağırma herkes bize bakıyor sakin ol ve gel benimle’ diyerek onu biraz daha insanlardan uzak bir yere çekip konuşmaya başladım:

-Bak senin bir suçun olmadığını sen de ben de çok iyi biliyoruz tamam mı? Bugün ya da başka bir gün illa bize ne oldu o oda da diye soracaklar ve bizde gerçekleri söyleyeceğiz böylece sen hiçbir yeri boylamayacaksın’

-Eslem ne dediğinin farkında mısın biz kavga ettik ve o yaralandı şimdi hastanede nasıl ben kendimi haklı çıkartabilirim sonuçta hiçbir kanıtımız yok’

-Bana tecavüz etmeye kalkıştı ve sen de gelip beni kurtardın o da o esna da geriye doğru hızla giderken açık olan pencereye kafasını çarptı ve yaralandı. Olay bu kadar eğer biri bir şey derse böyle söyleyeceğiz anlaştık mı?’ dediğimde sadece kafasını sallamakla yetindi.

-Hadi sınıfa çıkalım sakın ama sakın bir şeyden korkma korku her zaman insanı ele verir’ diyerek yanağından öptüm ve yukarı çıktık. Sınıfa girdiğimizde birden herkes etrafımızı sardı.

-Eslem dün neler olmuş öyle okul çalkalanıyor şuan. Gerçekten Burak’ın ve Özgür’ün soyunma odasın da ne işi vardı kimse çözemedi. Dün neler oldu orada anlatsana çatlıcam’

-Özgür o psikopatı öldürmekle iyi yaptın dostum bir pislik eksildi çevremizden’

-İki erkeği birbirine düşürmek nasıl bir duygu bayan kaşar?’ dedi Aylin herkesin söylediği umurumda olmasa da Aylin feci bir şekilde sinirimi bozmuştu. Dünden beri içimde olan sinirimi kimseden çıkaramadığımdan ona saldırıp hafiflemek istiyordum. Önümde duran sınıfı kolayca aşıp Aylin’in üstüne atladım ve onu boğazından tutup ayağa kaldırdım. Herkes beni çekiştirse de bir sonuç elde edemedi.

-Ne dedin bir daha söyle?!’ dedim sinirle.

-Kaşar dedim’ dediğinde boğazını daha fazla sıktım artık nefes alacak gücü kalmamıştı biranda gözleri kaydı tam o sırada arkadan bir güç beni hızla belimden tutup kendine çekti. Arkamı dönüp baktığım da Özgür sinirle bana bakıyordu.

-Kendine gel ve başkalarıyla uğraşma’ dedi ve sonra kulağıma eğilip ‘bir ölü daha kaldıracak bünyeye sahip değilim uslu dur lütfen’ dedi ve beni kolumdan tutup sıramıza oturttu. Aylin’e baktığım da güçlükle nefes alıyordu sürtük grubundan oluşan arkadaşları ona su içermeye çalışsa da kız kendinden geçmişti bir kere.

   Matematik hocamız sınıfa geldiğinde Aylin’e ne olduğunu sordu fakat Aylin sesini bile çıkartamıyordu. Ben de o bir şey söylemeden hocaya:

-Biraz hasta da hocam o yüzden böyle birazdan bir şeyi kalmaz’ dedim ve Aylin’e susması için işaret ettim.

    Hocanın umurunda bile olmadığı zaten belliydi sadece tuvalete gidip elini yıkamasını söyledi ve o da kalkıp gitti. Hoca sınıfa dönüp bir şeyler söyledikten sonra derse başladı. Soru çözüyordu fakat sorudan hiçbir şey anlamamıştım aklım hala Burak’ta idi. Acaba bir şey oldu mu diye endişelenmekten başka bir şey yapamıyordum. Özgür’e dönüp baktığımda sadece defterini açtığını ama hiç yazı yazmadığını gördüm.

-Kendini topla ve al şu kalemi not al sonra sınıfta kalacaksın’

-Hapse girmekten iyidir’

-Sussana al şunu dedim sana!’ diyerek kalemini eline tutuşturup önüme döndüm. Birden kapı açıldı ben Aylin’dir diye dönüp bakmadım fakat bir adamın ismimi söylemesiyle dönüp kapıya baktığımda bir polis olduğu gördüm. Adamın söylediği söz ise Özgür’le benim donup kaldığım andı.

-Dersinizi böldüğüm için kusura bakmayın öğretmen hanım Eslem Varlık ve Özgür Olgun kim ise dersten almalıyız’

-Biziz ama neden?’ diye ayağa kalktım.

-Dün olan CİNAYET ile ilgili’ dediğinde kalbimin durduğunu sandım. Burak şimdi ölmüş müydü ah hayır bu olamaz olmamalı..

 







#İmkansız# 12.bölüm


Birden kapı açıldı ben Aylin’dir diye dönüp bakmadım fakat bir adamın ismimi söylemesiyle dönüp kapıya baktığımda bir polis olduğu gördüm. Adamın söylediği söz ise Özgür’le benim donup kaldığım andı.

-Dersinizi böldüğüm için kusura bakmayın öğretmen hanım Eslem Varlık ve Özgür Olgun kim ise dersten almalıyız’

-Biziz ama neden?’ diye ayağa kalktım.

-Dün olan CİNAYET ile ilgili’ dediğinde kalbimin durduğunu sandım. Burak şimdi ölmüş müydü ah hayır bu olamaz olmamalı..

   Mecburen tüm sınıfın ve hocamızın bakışlarına rağmen polisin ve müdürün arkasından dışarı çıktık. Özgür korkudan titriyordu ona destek olmak için elini tuttum biran durdu ve elime baktı.

-Korkma her şey geçicek güven bana sadece sen sakin ol’ dedim ve dikkat çekmemek için polisi takip ettik. Biz müdürün odasına gitmeyi beklerken birden kendimizi dışarıda polis arabasına binerken bulduk.

-Nereye gidiyoruz acaba?’

-Karakola’ dedi düz bir sesle polis.

-Ailemizi aramak istiyoruz sonuçta avukat lazım bu işler böyle nasılsa’dedim polis bu sözüme güldükten sonra:

-Tamam arayın biz sadece sizi sorgulayıp bırakacağız ya da bırakmayacağız bilmiyorum’

-Suçlu olmayan herkes serbest bırakılır ve bizim de bir suçumuz yok yani ifademizi verip çıkıcaz’

-buna biz karar veririz’ dedi sinirle bu adam polis oldu diye kendini ne halt sanıyordu böyle birden ağzımdan ‘ukala’ diye ses çıktı.içimden niye düşünemiyordum ki ben?

  Karakola geldiğimiz de bizi bir odaya aldılar ve başımıza da bir polis diktiler özgür bembeyaz olmuştu bu çocuk bizi gerçekten de hapse sokacaktı suçsuz olsak da onu sakinleştirmem lazım ama bu polis gitmeliydi.

-Şey bir rica etsem acaba babam geldi diye bakar mısınız birde benim karnım acıktı lütfen yiyecek bir şeyler alır mısınız kan şekerim düştü de’ dedim ne saçmalamıştım ben böyle adam suratıma bu salak ne diyor diye baktıktan sonra:

-Peki sessizce bekleyin ben hemen geliyorum’ dedi ve çıktı. Özgür adamın çıkmasıyla bana döndü:

-Ne kan şekeri be ne diyorsun sen?’

-Adam gitsin diye dedim şu suratının halini görsen kendin bile korkarsın. Bak biz suçlu falan değiliz tamam mı her şeyi anlatacağız ne olduysa sen demedin mi kafasını arkaya itti diye aynen öyle diyeceğiz anladın mı saçmalamak yok!’

-Eslem sana söylemem gereken bir şey var. Aslından o kafasını çarpmadı ben onun kafasını çarptırdım.’

-Ne! Sana inanamıyorum bunu nasıl yaparsın?’ diye kafamı ellerimin arasına aldım.

-Sana saldırdığını görünce deliye döndüm ve kendimi kaybettim’

-Of Özgür her şey mahvoldu her neyse biz yine de o çarptı diyeceğiz anlaştık mı?’

-Tamam’ dedi ve birden kapı açıldı Ekrem ile birkaç adam içeriye girdi.

-Eslem kızım iyi misin?’ diye üstüme atladı.

-Evet Ekrem iyiyim’

-Sakin ol ve polislere ne olduysa aynısını anlat bak avukatta geldi korkmana gerek yok’ dedi ve özgür’e bakıp devam etti ‘Ailen gelmedi sanırım sorumsuz bir ailen olması senin suçun değil üzülme yarına kadar gelirler’ dedi Ekrem.

-Ekrem lütfen sus’

-Önemli değil Eslem alıştım ben’ diye yanıt verdi Özgür.

    İfademi verdikten sonra Özgür’ün çıkmasını bekledim. Ben ne planladıysak aynen onu söyledim inşallah Özgür de öyle söylemiştir yoksa onu ben değil hiç kimse kurtaramazdı.

-Hadi Eslem gidelim’

-Ekrem Özgür’ü bekleyeceğim ben sen gideceksen git’

-Saçmalama seni burada bırakamam’

-O zaman bekle’ dedim ve ayağa kalkıp bir oraya bir  buraya yürümeye başladım. Birden bir adam ve kadın bağırarak içeri girdi be olduğunu anlamak için kafamı onların olduğu tarafa çevirdim bir polis kadını sakinleştirmeye çalışıyordu.

-Hanımefendi çocuğunuz birazdan çıkacak lütfen bekleyin ama sessiz bir şekilde yoksa sizi çıkartmak zorunda kalabilirim’

-Oğlum o bir katil değil olamaz bir hata var’

-Zaten biz katil demiyoruz sadece ifadesini almak için bir kız arkadaşıyla buraya getirdik’

-Kız arkadaşı mı?’ dedi kadın şaşkın bir şekilde.

-Evet arkanızda duran genç kız’ dediğinde adam ve kadın birden bana doğru döndü ne olduğunu şaşırmış bir şekilde bana baktılar.

-şey merhaba ben Eslem’ diyerek elimi uzattım.

-Ben de Ayşe Özgür’ün annesi bu da benim eşim’ diyerek yanında ki adamı gösterdi.

-Memnun oldum. Endişe etmenize gerek o birazdan çıkar’ dedim ve Özgür ^anne^ diye seslendi.

-Oğlum iyi misin?’ diye kadın oğlunun boynuna atladı. Gözlerim doldu benim annem yoktu keşke olsaydı da bana böyle sarılsaydı onu çok özlüyorum. Özgür annesinde ayrılıp bana baktı yanıma geldi ve gözyaşlarımı sildi.

-Geçti ne söylediysen aynısını söyledim hadi üzülme artık’ diyerek bana sarıldı. Benim şuan onun için ağladığımı sanıyordu ama benim nedenim farklıydı.

-Eslem’ diye Ekrem bir kükredi neye uğradığımı şaşırdım. Hemen özgür’den ayrılıp ona baktım gözlerini Özgür’ün babasına dikmiş öfkeyle bakıyordu tabi adam da ona öyle bakıyordu. Ayşe teyze ise Özgür’ü yanına çekip benden uzaklaştırdı neler oluyordu burada?

-Ekrem bağırma lütfen! Ne oldu?’

-Gel buraya bir daha bu çocuğun yanında dolaşmayacaksın!’

-Neden?’

-Soru sormayı kes gidiyoruz1 diye beni çekiştirdi. Biz giderken Özgür’ün babası arkamızdan:

-Al kızını ve kaç her zaman olduğu gibi. Hiç değişmemişsin onu da böyle kaçırmıştın benden’ dedi. Babamsa hiç arkasına bakmadan beni hemen arabaya bindirip kemerimi öfkeyle bağlamaya çalışıyordu.

-Ben takarım tamam’ dedim o da pes edip yerine geçti. Onu ilk defa böyle öfkeli görüyordum genelde öfkeli olsa bile bana hiç belli etmezdi. Eve gelene kadar korkudan ağzımı bile açamamıştım. Eve geldiğimizde ise hızla kapıyı çapıp araban indi bende yavaşça inip onu takip ettim.

-Ekrem ne olduğunu bana açıklar mısın?’

-O çocuğa yaklaşmaman gerektiğini kaç kere sana söyleyeceğim ondan uzak dur!’

-Bana bağırmaz mısın? Ne olduğunu açıkla o adam niye öyle dedi neler oluyor?’

-Bu seni ilgilendirmez’

-Biz bir aileyiz ve seni ilgilendiren beni de ilgilendirir  anlatmanı istiyorum’

-Eslem odana çık ve bir daha o çocukla asla ama asla konuşma yoksa senin için kötü şeyler olur’

-Ne yaparsın beni eve mi kapatırsın ah yoksa okula mı yollamazsın?’ dedi alaycı bir sesle.

-Eslem sana son kez diyorum çık yukarı ve odandan sakın çıkma!’ diye bağırdı bende tek bir kelime dahi edemeden yukarıya çıktım.

    Odama çıktıktan sonra aşağıda bir gürültü koptu ki yerimden sıçradım. Ekrem tüm hıncını evdeki vazolardan alıyordu sanırım. Ekrem’in Özgür’ün ailesi ile ne sorunu vardı hiç bilmiyorum ama bunu en kısa zaman da öğrenmeliyim..

 

#İmkansız#13.bölüm 'olay olay üstüne''

 


-Eslem sana son kez diyorum çık yukarı ve odandan sakın çıkma!’ diye bağırdı bende tek bir kelime dahi edemeden yukarıya çıktım.

    Odama çıktıktan sonra aşağıda bir gürültü koptu ki yerimden sıçradım. Ekrem tüm hıncını evdeki vazolardan alıyordu sanırım. Ekrem’in Özgür’ün ailesi ile ne sorunu vardı hiç bilmiyorum ama bunu en kısa zaman da öğrenmeliyim..

   Sabah uyandığım da sessizce aşağıya inip kahvaltımı Ekrem’siz yapmak istedim fakat Ekrem zaten aşağıdaymış koltukta uyuya kalmış elinde içki bardağı ile. Dün bana ne kadar çok bağırıp kalbimi kırsa da yine de dayanamadım bu haline beli ağrıyacaktı.

-Ekrem iyi misin hadi kalk odana götüreyim seni’

-Hı ne oluyor?’

-Koltukta uyuya kalmışsın bir şey olduğu yok yardımcı ol da odana çıkartayım seni’

-Kızım büyümüşte babasına mı acırmış oy oy oy’ diyerek sendelemeye başladı.

-Ben büyüdüm ama sen hala büyümedin söyler misin niye bu kadar sorun yaptın dün?’ belki de söylerdi sonuçta hala uyanık değil.

-Derslerinle ilgilen Eslem!’

-Of peki!’

     Ekrem’i odasına bıraktıktan sonra hemen aşağıya inip kahvaltımı yaptım. Selma teyzeye dün geceyi sorduğum da sadece sinirden evdeki vazoları yıktığını ve içtiğini söyledi. Ekrem sadece benim doğum günüm de  içip içip eve gelirdi o da zaten annemi kaybettiği gün olduğu için şuana kadar hiçbir kadınla beraber olmadı bu huyu beni çok mutlu ediyor kesinlikle bir üvey anne kaldıramam aslında o da değil Ekrem’i kimseyle paylaşamam.. Ahmet ağabey beni okula bırakıp eve dönerken ben de Özgür’ü deli gibi aramaya başladım. En sonunda onu kantinde çay içerken gördüm hızla yanına gidip yanına oturdum.

-İyi misin?’ diye sordum çünkü gözleri şişmiş ve yüzü bembeyazdı.

-Değilim ne yapacaksın?’ dedi ukalaca.

-Bir şey yapmak gibi amacım yok sadece sordum’

-Sorma bana bir şey rahat bırak beni!’

-Senin dersin ne senin niye bana böyle davranıyorsun ben sana yardımcı olmaya çalışıyorum ama suç bende niye bir embesile yardım ediyorsam ne halin varsa gör tamam mı sana bir daha yardımın y’sini yapan senin gibi olsun hayvan herif!’ diye bağırarak kantinden çıktım. Tamam ben bağırırken herkes bana bakıp ‘bu salak sabah sabah ne halt ediyor’ diye söylenmiş olabilir ama kimse umurumda değildi ona yaptığım iyilikleri hemen unutup iğrenç bir sana dönüşmesi sadece bir gün yetip artıyordu bile.

    Sınıfa geldiğim de herkes biran da etrafıma doluştu attığı mesajlar ve çağrılar yetmiyormuş gibi şimdi de etrafımı sarmışlardı.

-polis ne dedi?’

-Neler oldu dün?’

-içeri attılar mı sizi?’

-Özgür de bir şey söylemedi meraktan öleceğiz bari sen anlat’ hepsine teker teker baktım sorularını ardı ardına sıraladıkları için hiçbir şey anlamamıştım zaten moralim de bozuktu en iyisi kısa ve öz cevap vermekti.

-İfademizi verip çıktık zaten suçsuz olduğumuz için bizi içeri falan atmadılar. Onlar da bilgi      almak için bizi çağırmışlar olanların hepsini anlattık bu kadar’ diyerek yerime geçtim.

   Ayça’m hemen yanıma gelip oturmuştu. Bu kızı kötü günlerim de her zaman yanımda olmasına rağmen tek bir kelime bile etmediği için seviyordum. Ona dönüp sıkıca sarıldım.

-:Yanımda olduğun için teşekkürler’ dedim o ise kafamı okşayıp:

-Her zaman baş belan yanında’ dediğin de ikimizde güldük.

 ***

- Bu çocuğun amacı ne? Tüm gün dersleri dinlemedi’ diyerek Ayça Özgür’ün oturduğu masayı gösterdi. Ben de ona çaktırmadan bakıp önümü döndüm.

-Umurumum ucunda bile değil o pislik. O kadar iyiliğime karşın bana ‘beni rahat bırak’ dedi. Kusura bakma ama şuan da ona bir şey bile olsa dönüp bakmam kimse bakmasın zaten o rahat bırakılmasını istiyor. Canı cehenne..’

-Hop ağır ol biraz! Onun için asaletini bozma, kibarlığın ödün verme’

-Ne asaleti kızım sanki kralın kızıyım’

-Olsun babanın kızısın yetmez mi?’ diye sırıttı.

-Hayır yetmez. Ah bu arada ben bir Ekrem’i arayayım sabah iyi değildi’ diyerek cebimden telefonumu çıkardım.

-kötü bir şeyi yoktur inşallah’

-iyi sadece içkiyi aşırı kaçırmış’

-Öyle desene’ diye bir oh çekti bende Ekrem’i aradım ama bir türlü açmadı. Bunun üzerine bende evi aradım Selma teyze işe gittiğini söyledi bende teşekkür edip ona bugün Ahmet ağabeyin beni almaya gelmesine gerek olmadığını söyleyip telefonu  kapattım.

-Ne olmuş?’

-ne olacak Ekrem işe gitmiş. Tamam içtin anladık bari rezil olma otur evin de değil mi ama yok o illa gidecek işe çalışanlar işleri aksatıyor mu diye bakacak’

-Sinirlenme hemen önemli bir toplantısı falan vardır’

-umarım öyledir çıkışta yanına gideyim hem bugün Cuma ödev sınav derdi falan yok’

-süper valla ben babamın iş yerine gitsem bana kızar cins adam nede olsa’

-Onlar ilginçlik diyarından falan gelmiş olmalılar bu diyardan değiller’

-Sana katılıyorum Eslem biz ayrı dünyaların fakat aynı evin insanlarıyız onlarla’ diyerek güldük. O sırada  okulumuzun bir başka sürtük grubu  gülerek masamıza yaklaştılar.

-Vay vay vay okulumuzun şuan ki kimsenin ağzından düşmeyen katil kızı Eslem Varlık buradaymış’

-dediklerine dikkat et sağlığın için!’ diyerek önüme döndü.

-Ah kızlar duyuyor musunuz küçüğümüz bize meydan okuyor’ diyerek kahkaha attı.

-Evet sürtüklük bakımından hala size yetişemedim biraz yavaş olmayı deneseniz güzel olabilir’ diyerek tabağımdan bir çatal yemek alıp ağzıma attım.

-Sen-sen ne dediğinin farkında mısın? Kiminle konuştuğunu bilmiyorsan hatırlatayım’ dedi sinirle.

-Yok canım sağ ol senin olmayan beynini zorlamak istemem. Lütfen gider misin sürtüksüz hava sahası istiyoruz’ dedim ve güldüm sözlerimden sonra birden beni saçımdan tutup ayağa kaldırdı.

-Benimle düzgün konuşmayı öğreneceksin kimse benimle bu şekilde konuşamaz!’ dedi bende kaç gündür içimde bulunan öfkeyi dışarı çıkartmanın tam zamanı diyerek saçımı ellerinden kurtarıp onu bir metre ilerdeki duvara sertçe yapıştırıp boğazını sıktım.

-Asıl sen benimle düzgün konuş erkekleri senin bir taraflarını aşırı kaldırmış, aslında kaldırmış mı bir taraflarına sokmuş mu bilinmez ama benimle uğraşmamayı bilmen lazım’ dedim. O elimde nefessiz kalırken bende cümlemi bitirip onu bıraktım ve tam dışarı çıkarken beni tekrar tuttu.

-Kendini bir şey sanma Eslem çünkü anca sanmaya çalışabilirsin’ diyerek bana tokat attı.

-Yetti be!’ diyerek kafasını aldığım gibi duvara sertçe çarptırıp durdum 5-6 vurmadan sonra kantindeki  insanların beni çekmesi ile kendime gelip onu bıraktım. Onu tam bıraktığım anda fizik hocasının sesi koridor da yankılanmaya başladı.

-Siz ne yapıyorsunuz burada okulda kavga edilmemesi gerektiğini size kaç kere açıklayacağım. Eylül bu halin ne kızım?’ diyerek eylül’ü yerden kaldırdı ve bana dönerek:

-Seni hemen müdür beyin odasında bekliyorum’ diyerek Eylül’ü alıp kantinden çıktı. Bir bu eksikti şimdi disiplin falan çekemezdim bu olayların arasında kafamı çalıştırıp bu olaydan sıyrılmam lazımdı. Ama ilk önce kalabalığı dağıtmam gerekti.

-Ne duruyorsunuz burada yoksa sizde mi kafanızın duvarda izinin çıkmasını istiyorsun’ diye bağırdım. Ayça beni sakinleştirmek için:

-Sakin ol biraz gel tuvalete gidip üstünü başını düzeltelim’ dedi.

-bence düzeltmek yerine biraz daha bozsak süper olur’ diyerek göz kırptım ve saçımı biraz daha dağıtıp üstümü çekiştirdim şimdi müdürün karşısına çıkmaya hazırdım. Kapıya vurup içeri girmemle gülmem bir oldu Eylül sürtüğü ağlıyordu.

-Geldim hocam’ dedim ve karşısına dikildim.

-Gel Eslem. Bugünler de çok olayın içinde varsın sen böyle biri değildin şu arkadaşının haline bak öldürmeye mi çalışıyorsun kızı? Derdiniz ne sizin anlat bakalım?’

-Bir derdimiz yok hocam yanınızda ki şahsiyet ne dediğini bilmiyor ve kendini üstün birisi olarak görüyor. Kavgaya gelince biz her zaman ki gibi Ayça ile yemeğimizi yerken bu kız gelip bana katil dedi bende düzgün konuşmasını söyledim o da konuşmadı bende benimle uğraşmamasını ve gitmesini söyledim fakat gitmedi sonra sen beni kovamazsın diyerek saçıma yapıştı bende kendimi savundum sonra da fizik hocamız geldi zaten’

-Eslem insan kendini böyle savunmaz. Bu olay bardağı taşıran son damla oldu babanı arıyorum’ diyerek telefona sarıldı bende hemen lafa atladım.

-Bence bir işi yaparken tekrar düşünseniz iyi edersiniz’ dedi sakince.

-O ne demen şimdi beni tehdit mi ediyorsun?’

-ne haddime sadece olacakları söylüyorum şimdi biraz düşünelim Ekrem’i arayacaksınız Ekrem buraya gelecek benim bu halimi görecek sonra kamera kayıtlarına bakmak isteyecek baktığın da bir görecek ki bir kız onu yemek yerken dövüyor ama ortada tek bir hoca falan yok. Tabi siz beni birde disipline falan yollarsanız da Ekrem’de okula yaptığı katkıları durdurmakla kalmaz okulda bir cinayet işlendiğini herkese söyler. Sonuçta o kadar da gereksiz bir adam değil bir çevresi var’

-Beni tehdit ettiğinin farkındasın değil mi?!’

-Yanlış anladınız ben sadece olacakları size söyledim. Şimdi isterseniz arayın Ekrem gelsin ve okulun sorumsuzluğunu görsün sonuçta siz bize yemek yiyen birine saldırın sonrada gelip ağlayarak kendiniz suçsuz çıkartın demediniz yanlış hatırlamıyorsam’ dedim ve müdür öfkeyle aldığı telefonu yerine bırakıp bize döndü:

-Bir daha kavga falan istemiyorum bu son uyarım Eylül gözüm üstünde olacak şimdi çıkın’

-Ama hocam..’ dedi Eylül fakat hoca sözünü bitirmesine izin vermeyerek ona çıkmasını söyledi. Ben güle güle o ise ağlaya ağlaya odadan çıktık. Bu işi de halletmiş oldum ve ona iyi bir ders oldu.

    Okuldan çıkıp bir taksiye bindim ve Ekrem’in iş yerinin adresini söyledim. Dün Ekrem ile tartışmıştık ve sabah hali çok kötüydü ona hiçbir zaman kıyamazdım şimdi de söylediği onca lafı unutup iş yerine gidiyordum. Taksiciye ücretini verdikten sonra arabadan inip iş binasına girdim beni burada neredeyse herkes tanırdı yazın tatile çıkmadan  her günümü burada geçirirdim o yüzden bazı çalışanlarla arkadaş bile olmuştum.

-Eslem hanım hoş geldiniz ben hemen babanıza geldiğinize dair haber vereyim’ diye gülümsedi danışmada ki kız.

-Teşekkür ederim ama gerek yok sürpriz yapmak istiyorum’

-Peki siz nasıl isterseniz babanız odasında olası gerekiyor’

-Teşekkür ederim’ diyerek asansöre bindim bu sırada bana gülümseyen ve hatırımı soranlara da kibarca cevap verip gülümsemeyi de unutmuyordum. Ekrem’in çalıştığı kata geldiğim de heyecanla odasının önünde dikilip son olarak tipimi düzelttim sonuçta kavga ettiğimi öğrenmemesi gerekiyordu. Ben kapı da dikilirken fark ettim de sekreteri ortalar da yoktu. Her zaman masasında olması gerekmiyordu lavaboya falan gitmişte olabilir sonuçta insandı. Kendi kendime gülerek hızla kapıyı açtım. Fakat gördüklerim beni resmen hayal kırıklığına uğratmıştı Ekrem bir kadınla delicesine öpüşüyordu.

-Ekrem’ dediğim de hemen birbirinden ayrıldılar.

-Eslem bak dinle beni kızım’

-Annemi nasıl aldattığını mı dinleyeceğim söyler misin ben sana bile güvenemezken başkalarına nasıl güveneyim’

 

 

#İmkansız# 14. bölüm


Ekrem’in çalıştığı kata geldiğim de heyecanla odasının önünde dikilip son olarak tipimi düzelttim sonuçta kavga ettiğimi öğrenmemesi gerekiyordu. Ben kapı da dikilirken fark ettim de sekreteri ortalar da yoktu. Her zaman masasında olması gerekmiyordu lavaboya falan gitmişte olabilir sonuçta insandı. Kendi kendime gülerek hızla kapıyı açtım. Fakat gördüklerim beni resmen hayal kırıklığına uğratmıştı Ekrem bir kadınla delicesine öpüşüyordu.

-Ekrem’ dediğim de hemen birbirinden ayrıldılar.

-Eslem bak dinle beni kızım’

-Annemi nasıl aldattığını mı dinleyeceğim söyler misin ben sana bile güvenemezken başkalarına nasıl güveneyim’

-Eslem ben anneni falan aldatmadım saçmalama’ diyerek kolumdan tuttu. İğrenerek koluna bakıp hızlıca kolumu ondan kurtardım.

-Senden iğreniyorum bana sakın bir daha kızım falan deme midemi bulandırıyorsun. Ya insan çalıştırdığı biriyle nasıl birlikte olur?’

-Ben çalıştırdığı biri değilim başka bir şirketin sahibiyim’ dedi kadın ukalaca.

-Ama bu sizin bir sürtük olduğunuz gerçeğini değiştirmez!’

-Eslem düzgün konuş!’

- Hani hayatına kimse girmeyecekti? Yoksa davranışların gibi hayatında mı yalandı?’ diye ağlamaya başladım.

-Tabi ki hayır sevgilim o benim Eslem ağlama lütfen’ diyerek bana yaklaşmaya başladı.

-Ne seni ne de yanında duran sevgilim dediğin sürtüğün bir daha yüzünü görmek istiyorum ben gidiyorum şimdi beraber de yaşayabilirsiniz çekiliyorum ayağınızın altından’ diyerek odadan çıkıp asansörün düğmesine bastım şükür bir tanesi bu kattaydı hemen binip zemin kata indim. Asansörden indiğim de girişte bulunan herkes bana bakıyordu hatta birkaçı yanıma gelmeye çalışsa da ‘Beni rahat bırakın!’ diye bağırıp şirketten çıkıp bir taksiye atladım. Nereye gideceğimi hiç bilmiyorum Ayça olmazdı Ekrem ilk olarak oraya giderdi. Eve hiç gidemezdim zaten evden kaçmıştım. En iyisi rehberimi karıştırmaktı. Telefonumda işe yarayan hiç kimseyi görememiştim tekrar bir göz attım. Bu sırada taksi şoförü:

-Nereye gideceğimizi hala söylemedin kızım?^dedi.

-şey bilmiyorum’ deyip camdan dışarı baktım ve adama dönüp ‘burada inebilirim’ dediğim taksiyi kenara çekti bende ücretini verip indim. Şu Ekrem’in verdiği parayı şimdi daha çok sevdim zor zamanlarımda Hızır gibi yetişiyor. Rehberime tekrar baktığım da ilk gözüme çarpan Ali olmuştu hem iyi çocuktu hem de insanların dertleriyle ilgilenirdi diğerleri gibi sapık değildi hiç değilse. Onu aradım birkaç çalışta açtı.

-Alo Ali nasılsın?’ dedim ama öyle bir ses yok tiz ve ağlamaklı.

-Ben iyiyim de sen iyi değilsin sanırım sesin çok kötü ayrıca beni hiç aramazsın sen ne oldu?’

-Ali Ekrem’i başka bir kadınla yakaladım’ diye ağlamaya başladım.

-nerdesin sen söyle geleyim hemen’ etrafıma bakıp bulunduğum yeri söyledim.

-Hemen geleceğim sakın bir yere kaybolma’ diye kapattı bende bir bank bulup oturdum. Sonra telefonumu kapattım. Ekrem arayıp duruyordu Ali’ye de haber verdiğime göre artık telefona ihtiyacım yoktu. Bir 10 dk sonra Ali’nin sesini duydum:

-Eslem’ diyerek yanıma geldi bende hemen ona sarıldım o da bana sarılıp saçlarımı okşadı.

-Başka bir kadın var hayatında’ diye hıçkırıklara boğuldum.

-Sakin ol ilk önce ağlamayı kes sonra konuşalım olur mu?’ dedi bende başımı sallayıp ağlamamın bitmesini bekledim. Sustuğum zaman konuşmaya başladım.

-ben ona sürpriz olsun diye şirkete gittim ama o bana sürpriz yaptı. Bir kadınla öpüşüyordu benim girmemle ayrıldılar. Annemi aldattı hayvan. artık biyolojik baba başka bir bağımız yok!’ dedim boynumu dikleştirerek.

-Saçmaladığının farkındasın umarım. Annen vefat edeli 18 yıl olacak neredeyse o kadar yıl birisiyle evlenmeyip hayatını sana adadığına şükret bunu hiç kimse yapmıyor. Ben olsam bende yapmam koskoca 18 yıl tek başına..’

-Tek değil ben de vardım’ diye sözünü kestim.

-O anlamda demedim salak. Sonuçta bazı ihtiyaçlarını sağlaması için bir kadına ihtiyacı vardı. Hem o mutluysa senin bir şey demeye hakkın yok Eslem’

-Var tabiî ki o elin sürtüğü evime giremez hatta Ekrem’in yatağına asla!’

-Girmiştir bile’

-Kapa çeneni öyle bir şey olmamıştır!’ dedi öfkeyle Ali’nin morali bozuldu.

-Kusura bakma ben kendimde değilim neyse en iyisi bu konuyu konuşmamak geldiğin için teşekkür ederim’ diyerek gülümsedim.

-Önemli değil her zaman yanındayım unutma. Hadi gel seni eve bırakayım’

-Eve gitmeyeceğim ki’

-Nereye gideceksin?’

-Hiçbir fikrim yok desem’

-Yani sokakta kaldın’ diye güldü.

-Sayılır’

-Hadi gel bize gidelim orada seni bulamaz’

-Beni bulamaz doğru ama annenler beni buldurur’

-Bu doğru düşünelim o zaman nereye gidebiliriz’ diyerek sıratına düşünceli bir ifade takıp gözlerini kapattı. Biraz zaman geçtikten sonra.

-Buldum bir otele gidiyoruz’ dedi gülümseyerek.

-1. Olarak bizi otele bok alırlar 18 yaşını doldurmadık Ekrem şak diye beni bulur. 2. Olarak ailene ne diyeceksin. 3. Olarak ben Ekremsiz hiç otelde kalmadım’ dediğimde gülmeye başladı.

-Eslem kendi adına konuş ben 18 yaşımı geçtim otele gitsek sorun çıkarmazlar kimliğim de yanımda. Aileme bir kız arkadaşımla beraberim desem karşı çıkmayı bırak mutlu bile olurlar’ diye göz kırptı.

-Ne pisliksin’

-Öyleyimdir. E gitmiyor muyuz?’

-Şey bilmiyorum ki’

-Sokakta kalmayacağına göre benimlesin hadi gel şuraya naz yapma’ diyerek beni kolumdan tutup çekiştirdi ve az ilerde bulunan arabasına bindirdi. Eh lüks hayat lüks oyuncaklar sonuçta.

   Otele geldiğimizde ben çok tedirgindim ama Ali çok rahattı çocuk sanki hergün bir kızı otele atıyor gibi aheste aheste yürüyor. Danışmaya geldiğimizde Ali kadına:

-Merhaba bir oda alabilir miyiz?’

-Tabi ki kimliğinizi alabilir miyim?’ dedi kadın ve Ali gülerek cebinden kimliğini ve çıkartıp verdi.

-Kaç gün kalacaksınız beyefendi?’

-Belli değil’

-Peki çift kişilik oda veriyorum size 128 numaralı oda arkadaşlarımız size yardımcı olacaktır’ diye gülümsedi. Ali’yi oradan hemen aldım.

-Kız da amma yılışık şey’

-Güzeldi ama’ diye tekrar arkasına baktı.

-Kafanı koparırım benim yanımda çapkınlık yapamazsın!’

-Peki hanımefendi buyurun odamıza çıkalım’ diye güldü.

-İçim hiç rahat değil Ali’

-Benimle olduğun için mi?’

-Hayır sadece tek başıma gecenin bir yarısı bir erkekle bir otelde çift kişilik bir oda da kalacağım ve Ekrem’in bundan haberi olmadığı için mutsuzum’

-Merak etme yemem seni ayrıca sokakta yatamazdın değil mi? Hem güzel bir macera olur bizim için de’

-Ya ne demezsin’ deyip asansörden indim ve odamızı bulup içeri girdik.

    İçerisi gerçekten çok güzeldi saray yavrusu gibi. Of Ali’yi de peşimden sürüklediğim için kendimi çok kötü hissediyorum. Çift kişilik yatağa şöyle bir inceledim bu yatakta şimdi Ali ile mi yatacaktım aman tanrım başıma ne işler almıştım ben böyle.

-Merak etme aynı yatakta yatacak değiliz seni zorlamam’ dediğinde hemen arkamı döndüm.

-Sen nerede yatacaksın peki?’

-Tek kişilik koltukta’ diye güldü.

-Of hayır o kadar para öde sonra gel tek kişilik koltukta yat buna hayatta izin vermem.’

-E ne yapacağız şimdi’

-Aynı yatakta yatacağız’

-Vay Eslem’den beklenmeyen cevap’

-Kararımı değiştirmeden sus bence’

-Peki sustum’ diyerek yatağa atladı. ‘Verdiğim paraya değecek galiba yatak çok konforlu gel sende’

-Ali dalga geçme’

-Tamam’ dedi bende gidip yanına usulca yattım. ‘şuan ne düşünüyorum biliyor musun?’

-Kusura bakma Ali daha özel bir gücüm yok maalesef bilemiyorum’

-Haha tamam ben söylüyorum evli bir çift gibiyiz aynı yatak aynı oda falan’

-Kapa çeneni aptal yoksa koltukta yatmaya mahkum kalırsın!’

-Ops! Hırçın gelin sahalarda’

-Ali!’

-Tamam uyudum ben’ diyerek arkasını döndü. Bende uzun bir süre Ekrem’i ve gördüklerimi düşünüp başımı yastığa koyup gözlerimi kapadım. Sabah Ali’nin telefon sesiyle uyandım/uyandık.

-Ali telefonu aç yada kapat’ diye ona vurdum o da doğrulup telefona baktı.

-Alo?.. Söyle?.. Eslem mi ortalarda yok aa ne olmuş ki?.. Peki görürsem söylerim hadi bye bye diyerek telefonu kapattı.

-Eslem hanım kaybolmuş onu haber vermek için aramışlar’

-Haber de amma çabuk yayılıyor’

-Neyse uyu sen daha çok erken’

-Ali?’

-Efendim?’

-Karnım aç hadi yemek yiyelim.’

-Amma sorunlu bir kızsın bir daha seni kaçırmayacağım’

-Dün yemek yemedim ama’

-Of peki kalktım hadi inelim aşağıya doyur karnını’ dedi ve lavaboya sırayla girip aşağıya indik. Hemen kahvaltı etmek için yemek salonuna geçip bir masaya oturduk. Yemek yerken bir an durup Ali’ye döndüm.

-Bence seninle olacak kız çok şanslı çok iyi birisisin’

-Ya birde o beni fark etse’ diye iç çekti.

-Nasıl yani sevdiğin mi var?’

-Evet’

-Kimmiş bakalım gelin adayımız?’

-Gülmek yok ama’

-Tamam söz’

-Ayça’ dedi utanarak.

-Ayça mı? Sen Ayça’yı mı seviyorsun? İnanamıyorum bu süper çok yakışacaksınız’

-O kadar emin olma Ayça benle ilgilenmiyor bile’

-Orasını bana bırak ilgi kaydırma da birebirimdir’

-Bu iyiliği yapacak mısın?’

-Senin yaptıklarından sonra bu iyilik bile sayılmaz’

-Sağ ol’

-Asıl sen sağ ol sen olmasan şuan bir park köşesinde yatıyor olacaktım’

-Seni o halde düşünemiyorum bile’

-Bende öyle’ diyerek ona gülümsedim.

      Kahvaltıdan sonra Ali ile kıyafet almak için dışarıya çıktık yanımızda hiçbir şey yoktu. Ali yine güzel giyinmişti ama ben hala okul kıyafetleri ile paçoz bir haldeydim. İlk gördüğüm mağazaya bir giriş yapıp hemen birkaç badi ve pantolon alıp kabine giyinmeye gittim. Her giyinmem de çıkıp Ali’ye gösteriyordum 5. Gösterişimde.

-Ali nasıl?’ dedim.

-Süper tam sana göre bir kıyafet hadi al da çıkalım bunaldım yemin ederim düşüp bayılacağım şuracıkta’

-Tamam alalım şunları da çıkalım’ diyerek tekrar kabine girip üstümdekileri çıkartım Ali’ye verdiğim pantolon ve üstü ondan alıp tekrar giydim ve hazırdım şimdi çıkabilirdik.

-Hadi çıkalım’

-Bunu hiç söylemeyeceksin sandım. Bu kadınlar gerçekten zor insanlar’

-Sizin böyle davranışların yüzünden’

-Tamam sinirlenme sustum. Hadi otele dönelim saat geç oldu zaten’

-Annenlere haber vermiş miydin sen’

-Tabi ki verdim. Tamam ama Pazar evde ol diye de bildirdiler’

-Hadi ya’

-Seni burada bırakacak değilim. Merak etme Pazar eve uğrar geri dönerim bir şekil de’

-Adamsın be’ diye sarıldım.

-Saçımı bozuyorsun Eslem!’

-Ah pardon hadi gidelim’ diyerek otele döndük. Otele girdiğimizde birkaç polis önümüzü kestiler.

-Eslem Varlık?’

-Evet benim’ dedim şaşkınlıkla.

-Eslem kızım’ diye Ekrem üstüme atlayıp beni kucakladı. Yo hayır! Burada da beni bulamaz değil mi?

 

 

#İmkansız# 15. bölüm


Otele girdiğimizde birkaç polis önümüzü kestiler.

-Eslem Varlık?’

-Evet benim’ dedim şaşkınlıkla.

-Eslem kızım’ diye Ekrem üstüme atlayıp beni kucakladı. Yo hayır! Burada da beni bulamaz değil mi?

-Kızım iyi misin seni çok merak ettim dün gece hiç uyku girmedi gözüme.’

-Dokunma bana!’ diyerek onu ittim.

-Kızım yapma böyle’

-Seni istemiyorum git o kadına!’ diye bağırdım. Ekrem gelip ağzımı kapattı.

-Susar mısın ne saçmalıyorsun sen yürü eve gidiyoruz’

-Ben gelmiyorum’

-Eslem zorluk çıkarma kızım hadi gidiyoruz.’’ Dedi ve sonra polislere dönerek ‘size çok teşekkür ederim kızımı bulmam için yardım ettiğiniz için’

-Ne demek bu bizim görevimiz’ dedi bir polis ve polisler otelden çıktılar.

-Sen nasıl bir otelde kalırsın tek başına’

-Tek olduğumu kim söyledi yanımda Ali vardı.’

-Ali mi?’

-Evet Ali’ diyerek Ali’yi gösterdim. ‘tüm masrafları o ödedi ve hep yanımda bulundu senden daha iyi birisi hiç değilse yalanı yok ve birisini aldatmıyor’

-Eslem ben kimseyi aldatmadım. Bunu eve gidince konuşuruz Ali sana teşekkür ederim kızımı tek bırakmadığın için’ dedi ve elini cebine attı.

-Rica ederim tabi ki yalnız kalmasına gönlüm el vermezdi’ dedi ve gülümsedi. Ekrem omzuna dokunarak cebinden çıkardığı parayı ona uzattı. Ali birden geriye çekilip parayı kabul edemeyeceğini söyledi  Ekrem’in ısrarlarına rağmen almadı ve otelden çıkış işlemlerini yaptık odaya çıkıp eşyalarımı-olmayan eşyalarımı- kontrol ettim. Ali’ye bir kez daha teşekkür edip istemesem de mecburen eve döndüm. 18 yaşıma giremediğim için bir kez daha lanet okudum. Eve girer girmez hemen odama çıkmak için merdivenlere doğru yürüdüm.

-Eslem sakın yukarı çıkmayı düşünme geç karşıma konuşacağız!’

-Vay birden babalık dürtülerin mi canlandı’

-Ukalalığı kes ve geç karşıma!’

-Siz nasıl isterseniz kralım(!)’ diyerek karşısına oturdum.

-Bak Eslem anneni falan aldattığım yok..’

-O kadını seviyor musun sadece onu söyle bana?’ diyerek sözünü kestim.

-Evet’ dedi sıkıla sıkıla.

-O zaman konuşmaya bile gerek yok size mutluluklar’

-bu da ne demek oluyor?’

-Yani ne halt yiyorsanız yiyin demek oluyor. İster evlen ister gönül eğlen umurumda bile değilsin. Artık sana en ufak sevgi bile duymuyorum. Bana ve anneme bunu yapmayacaktın her zaman onu sevecektin hani her zaman o kalbin de tek olacaktı ne oldu da şimdi başka bir sürtüğü sevebiliyorsun?!’

-Düzgün konuş! Anneni tabi ki hala çok seviyorum o benim tek aşkımdı..’

-İnsan aşık olduğu kişiyi ölene kadar sever senin gibi bir zaman sonra başkasına severek değil. Şunu da bil 18 olduğum zaman bu evde bir dk bile durmayacağım artık emir vereceğin bir kızın olmayacak. Zaten o zamana kadar karın da gelir bir güzel yerleşir prensesler gibi çocukta doğurur evde ki garantiliği sağlamak için.’

-Saçmalama Eslem hiçbir yere gitmeyeceksin’

-Sana sorduğumu hatırlamıyorum. Reşit olduğum zaman bugünkü gibi beni sürükleyip getiremezsin. Sana tek kalacaksın diyeceğim ama böyle giderse kalmazsın’

-Eslem bunu yapmayacaksın değil mi kızım? Babanı tek bırakmayacaksın değil mi?’ dedi endişeyle.

-Yapacağım tabi ki bu evde dün gördüklerimden sonra kalacağımı mı sanıyorsun. Bundan sonra senin hiçbir emrine de uymayacağım başına buyruk kızlar var ya senin için beğenmediğin kızlar işte onlar gibi olacağım. Çünkü hesap vermem gerek biri yok!’

-Nasıl yok?’

-Kusura bakma ben sevdiklerine sadık olmayan birine hesap veremem’

-Eslem ne diyorsun sen kızım?’ diye ben üzgün üzgün bakmaya başladı.

-Sana sadece bir kızın olmadığını söylüyorum istersen sokağa bırak beni umurumda değil. Git ve o kadınla evlen tamam mı seni kandırmasına izin ver. Sana son olarak şunu söylüyorum’ dedim ve ayağa kalkıp önüne kadar yürüdüm ‘senden nefret ediyorum Ekrem Varlık!’ diyerek hızla odama çıkıp kapımı kapattım ve ağlamaya başladım. Ondan ve herkesten nefret ediyordum. Ama onun için ağlamayacaktım ağlamamalıydım. Hemen telefonumu çantam alıp açtım. Bir sürü cevapsız arama ve mesaj vardı. Hiç birine bakmadan şuan sesini duymak isteyeceğim tek insanı aradım.

-Eslem nasılsın kızım evden kaçmışsın büyük cesaret seninki de’

-Murat ben çok kötüyüm’

-Ne oldu baban mı kızdı?’

-Benim babam falan yok!’

-Saçmalama’

-Saçmalamıyorum Ekrem’i bir kadınla yakaladım annemi aldatıyordu.’

-Yuh şaka yapmıyorsun değil mi?’

-Hayır tabi ki’ dedim ve arkadan dayımın seslerini duydum ve telefonu o aldı onunla da kısa bir konuşma yaptıktan sonra Murat’a kimseye bir şey söylememesini tembih ederek telefonu kapatıp yatağıma girdim. Çok aksiyonlu bir gün yaşadığım için hemen uyudum.

   Gözlerime aşağıda ki bağrışmaların yükselmesi ile açtım. Bir kadın avazı çıktığı kadar bağırıyordu hemen yatağımdan kalkıp merdivenlere yöneldim.

-Ekrem bunu yapmayacaksın demi beni bırakmayacaksın?’ dedi kadın Ekrem’e sarılarak Ekrem onu hemen itip:

-Bana dokunma sana telefonda her şey bitti diye söylemiştim niye buraya gelip kendini rezil ediyorsun?’

-Ekrem aşkımızı kızın için silip bir köşeye atamazsın. Sen beni seviyorsun!’

-Kızım benim her şeyim. Onun neler dediğini bilmiyorsun. Onu üzecek en ufak bir şey yapmam seni sevip sevmememin hiçbir önemi yok. Bitti her şey bir zorluk çıkarmadan git artık’ dedi Ekrem dün gördüğüm kadına. Kadın giderken benimde orada olmam lazım diye düşünerek hızla aşağıya indim. Kadın beni görünce birden bana doğru yaklaştı ve öfkeyle bağırmaya başladı.

-Sırf senin şımarıklığın yüzünden bir aşk ayrılıkla sonuçlanıyor. Mutlu musun şimdi?’

-Evet mutluyum Ekrem’i senin gibi terbiyesiz ve iğrenç bir kadından son anda kurtardığım için. Hoş hiçbir şey yapmadım evlenseniz de sesimi çıkartmayacağım ama neyse kararlar alınmış şimdi sana arkanı dönüp gitmek düşer.’ Dediğim de kadın öfkeden kuduruyordu. Söyleyecek bir şey bulamadığı için ağlayıp evden çıktı. Onun gitmesiyle Ekrem’e dönüp konuşmam bir oldu:

-Benim söylediklerim için ayrılman çok aptalca sana duyduğum nefret hala geçmedi geçeceğini de sanmıyorum ayrıca.’

-Eslem ne yapmam gerek kızım tekrar eskisi gibi olmak için?’ dedi bana yaklaşarak.

-Hiçbir şey sadece uzak dur benden bana bulaşma sakın!’

-Sen benim kızımsın bunu nasıl istersin benden’

-Ya evet sende benim ‘baba’ kavramına giren tek varlığımdın ama benden daha fazla birini sevebileceğini de öğrendim. Teşekkür ederim bana kimseye güvenmeyeceğimi öğrettiğin için. Hani diyorlar ya babana bile güvenmemelisin bu devirde aynen öyle babana bile güvenmemelisin onlar da seni arkandan vurabiliyorlarmış. Neyse ben odama çıkıyorum iyi geceler size’ diyerek odama geçip yatağıma yattım. Oh iyi olmuştu o kadına içimin yağları eridi.

**pazartesi**

    Sınıfa girdiğimde herkes bana bakıp gülmeye başladı. Ayça koşarak boynuma atladı.

-Nerdesin kaç gündür? Meraktan öldüm’

-Ayça hala karşımda olduğuna göre yaşıyorsun canım’

-Vay sınıfın kaçak kızı hoş geldin’

-Hoş bulduk Seda’

-Kızım sende ki büyük cesaret kaçıp bir yerlere gitmen. Neredeydin o geceyi nerede geçirdin?’ dedi seda tam o sırada Özgür içeriye girdi bende Ali’nin yanına gidip kolumu omzuna attım.

-Ali sağ olsun beni yalnız bırakmadı. Geceyi bir otelde geçirdik’ dediğim de herkes biran da kafasını bizim olduğumuz tarafa çevirdi Özgür’de dahil hemen gözümü onun olmadığı tarafa çevirdim.

-Ooo sonra?’

-Sonrası falan yok mecbur beraber yattık’

-Çüşş!’

-Serhat düzgün konuş oğlum!’ diye Ali onu uyardı.

-Akşam beraber uyuduk her kimse birisi arayarak uykumuzu böldü sonra kalkıp kahvaltı yaptık. Dışarı çıktık malum evden kaçtım üstümdekilerle yeni kıyafetler alıp otele döndük ki Ekrem bizi polislerle daha kapının girişinde yakaladı yani tüm hayaller suya düştü eve geri dönüş yaptık’

-Kız hep sıkı ortam da diyoruz ama bakın bizden daha fazla macerası var. Ben hiç evden kaçmadım.’

-Çünkü Esra senin ailenle sorunun yok!’

-Senin var mı?’

-Olmasa niye evden kaçayım?’

-O da doğru’ dedi Esra ben de ona gülümsedim. Tam sırama geçecekken Ali:

-Bunu tekrarlayalım bir arar’

-Kesinlikle’ diyerek güldüm ve Özgür’ün yanına oturdum.

     Bugün Özgür bana hep iğrenerek baktı bu gerçekten de aşırı derece moralimin bozulmasına sebep oldu. Acaba ali ile aynı yataktan yattığım için mi bana böyle davranıyordu? Bu sorunun cevabını bilmiyorum ama bu bakışları üzerimde hissetmek hiç hoşuma gitmemişti.

-Evet çocuklar yarışmaya katılmanıza tam tamına 3 hafta kaldı. Bu süre içinde hafta sonları  dahil boş bulunduğunuz her dakikayı çalışarak değerlendirmenizi istiyorum. Biliyorum şu sıralar bütün sınavlarınız başlamış durumda ama bence günü gününe dersinizi çalışırsanız bence bir sorun oluşacağını düşünmüyorum. Şimdilik bu kadar Eslem ve Özgür hariç hepiniz dışarı çıkabilirsiniz’ dedi tiyatro hocamız ve diğer öğrenciler salonu boşaltana kadar konuşmadı hepsi dışarı çıktığından emin olduğunda bize bakarak konuşmaya başladı.

-Çocuklar aranızda bir problem mi var? Hiç oyuna odaklanamıyorsunuz. Eğer bir sorun varsa söyleyin çözelim. Yarışmada da böyle olursanız ilk 5o’ye bile giremeyiz baştan eleniriz büyük ihtimalle. Evet Eslem sen söyle bakalım aranızda ki gerginliğin nedeni ne?’ dediğinde Özgür’e sinir bozucu bir bakış attıktan sonra bende konuşmaya başladım.

-Hocam benim onunla bir derdim yok. Biliyorsunuz ki benim bu okulda bu zamana kadar kimseyle bir problemim yoktu ama Özgür bey geldiğinden beri problemler oluşmaya başladı..’

-Ne yani her şeyin suçlusu ben miyim?’ dedi lafımı keserek.

-Ben konuşuyorum saygılı olur musun?’ diyerek onu susturdum. ‘ Her neyse hocam ben arkadaşla yakınlaşmaya çalıştıkça o benim ona yaklaşmamı rahat bırakmanı söylüyor bende kendi haline bıraktım ne yaparsa yapsın umurumun ucunda değil!’

-Evet seni istemiyorum etrafım da ne zaman sana yardım etsem kendimi ya karakolda buluyorum ya da dışlanmış. O yüzden benden uzak dur!’

-Kendini beğenmiş! Çokta yanında olmayı istiyordum ya. Hocam bununla bir sorunu çözmeyi bırakın hiçbir şey yapılmaz. O yüzden izninizle çıkabilir miyim?’

-Çocuklar bu yaptığın oluyor mu hiç? Neyse hadi çıkın ama sonra yine konuşacağız’ dediğinde hemen kendimi salondan dışarı attım. Benim kapıyı kapatmamla kapı tekrar açılıp hızla kapandı. Ve Özgür gelip kolumdan tuttu ve beni kendisine doğru çevirdi. Şuan mavi gözlerinde öfkeden başka hiçbir şey yoktu. Öfkeyle konuşmaya başladı:

-….’

#İmkansız# 16.bölüm 'Özgür aç gözlerini yalvarırım'



Benim kapıyı kapatmamla kapı tekrar açılıp hızla kapandı. Ve Özgür gelip kolumdan tuttu ve beni kendisine doğru çevirdi. Şuan mavi gözlerinde öfkeden başka hiçbir şey yoktu. Öfkeyle konuşmaya başladı:

-‘Sen-sen beni sinir etmek için mi bu dünyaya geldin he! benimle uğraşma diye sana daha kaç kere söyleyeceğim bilmiyorum ki. Seni reddettim seninle ilgilenmiyorum diye bunları yapamazsın!’

-Salak mısın? Hayır çünkü öyle bir potansiyel görüyorum sende de o yüzden dedim. Ben seninle uğraşmıyorum asıl sorun ben seninle ilgilenmediğim ve senin peşinden koşmadığım için oluyor bunlar biliyorum ama bu asla olmayacak şimdi çekil bakalım önümden arkadaşlarımın yanına gitmem lazım’ diyerek onu elimle kenara itip kantine indim.

      Bu erkekler bence gerçekten çok çok salak ya da bana rastlayanlar öyle. Hep kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sanıyorlar. Çocuğun yaptıklarına bak ilk önce defol git başımdan beni rahat bırak demeyi biliyor sonra gelip bana lafları söylüyor. Salak şey! Diyerek Ayça’nın yanına oturdum.

-Birileri burnundan soluyor hayırdır?’ diyerek meyve suyundan bir yudum aldı.

-Ne olabilir Özgürle tartıştık yine saçmalıyordu.onu bırak da ne yiyorsun açım ben’

-Tost yiyorum al’ diyerek elindeki tostu uzattı.

-Yok canım sen ye ben gidip alırım kendime. Hemen geliyorum’ diyerek sıraya girdim. Yemeğimi alıp masaya doğru giderken birden birine çarptım başımı kaldırıp baktığımda bu kişinin Ali olduğunu gördüm.

-Önüne bak ama karşıdan kim geliyor diye baksan süper olabilir’

-Haklısın. Yanımıza gelsene’ dedim gülümseyerek.

-Peki yemeğimi masamdan alıp geliyorum’

-Bekliyoruz’ diyerek göz kırptım ve gidip masamıza oturdum.

-Ali’yi çağırdım’ diye Ayça’ya haber verdim.

-Nerden esti. Bu aralar çok iyisiniz maşallah’

-Ayça çocuk bana o kadar yardım etti ne yani Ali’yi mi kıskanıyorsun?’ dedi şaşkınlıkla.

-Alakası bile yok!’

-Peki Ayça lütfen olay çıkarma azıcık da gülmeyi dene’ dediğim de Ali tepsisini alıp yanıma oturdu.

-Hoş geldin’

-Hoş bulduk Eslem.’

-Bugün okul çıkışı bir yere gidelim mi?

-Ovv Eslem’den duyulmayacak bir soru.’

-Dalga geçme Ali gezelim beraber işte Ayça da gelir hem’

-Siz gidin’

-o ne demek şimdi Ayça ‘siz gidin’ sende geleceksin bir yerlere gidip takılırız. He?’

-Tamam gelirim’

-Süper Ali sen?’

-İki güzel kız tek başına bırakılmayacağına göre bende geliyorum tabi ki’

-Teşekkür ederiz’ dedim ve Ayça’ya Ali ile olan maceramızı anlatmaya başladık. Kantinde gülme seslerimiz yükselirken birden gözüm bize sinirli bakışlarını dikmiş olan Özgür’e kaydı. Gözlerini benden kaçırması için uğraşsam da hiç oralı bile olmuyordu aksine Ali’ye daha sinirli bakıyordu. Sevmiyorsan beni niye ilgilendiriyor ki yanımdakiler seni!

***

   Okul çıkışı her zaman beni almaya gelen Ahmet ağabeyi geri yolladım. Artık Ekrem beyin kuralları altında hayatımı mahvedecek değildim. Telefonumu da kapatmayı unutmadım Ekrem’in rahatsız etmelerine karşın.  Ayça ben ve Ali gülüşerek bir alışveriş merkezinde bulunan sinemaya gidip güzel bir filme girdik. Akıllılık edip Ayça ve Ali’yi çift kişilik koltuğa oturmasını sağladım. Beraber hem ağlayıp hem gülerek filmi izledik. Film çıkışı yemeğimizi de yiyip evlere dağıldık ben bir bahane bulup Ali’nin Ayça2yı bırakmasını söyledim. Ayça ilk öncelerde yok falan dese de en sonunda ısrarlarıma karşı kabul etti ve vedalaşıp evimin yolunu tuttum.

      Tamam kabul etmeliyim hava gerçekten çok kararmış birde kış olduğu için karanlık daha fazla çökmüştü. Anahtarlarımla kapıyı açmaya çalışırken birden Ekrem kapıyı açtı bende dengemi kaybettim neyse ki hemen kendimi toparlayıp içeri girdim.

-neredeydin Eslem?! Ahmet’i de eve yollamışsın’

-arkadaşlarımla gezdim sadece bu kadar’

-Haber verebilirdin değil mi?’ dediğinde sinirle arkamı döndüm ve ona doğru 2 adım atıp durdum.

-Bence bu haber verme işine hiç girme yoksa çıkamayız. Sana artık senin kızın olmadığımı ve burada sadece 18 yaşıma kadar zorunlu olarak kalacağımı 18ime girdiğim an gideceğimi söylemiştim.’

-benim evimde kalıyorsan benim kurallarıma uymak zorundasın küçük hanım!’

-Ya öyle mi? Kurallarını sadık kalma mı bekliyorsun?’ dedim tek kaşımı kaldırarak.

-Aynen öyle’ dedi ciddiyetle.

-Kusura bakmayın beyefendi ben ailem de hiç ‘sadık’ kelimesinin anlamını ve nasıl olacağını görmediğim için bilmiyorum’ diyerek merdivenlere yöneldim.

-Bu böyle ne kadar daha sürecek?’ diye sordu bağırarak bende inadıma avazım çıktığı kadar bağırıp ona karşılık verdim:

-Sizi duymuyorum boşuna konuşmayın lütfen!’ diyerek kapıyı dertçe kapattım ve üstümü değiştirip derslerimi çalışmaya başladım. Yarın önemli bir sınavım vardı ve ben hiç çalışmadım ne yapacağımı bilmiyordum bugün sabahlayacaktım büyük ihtimalle. E her güzel şeyin kötü bir yanı illa oluyordu maalesef.  Sınava çalışırken telefonum çaldı benim de zaten canım sıkılmıştı büyük bir istekle açtım.

-Eslem müsait misin?’

-Tabi ki Ayça söyle bakalım ne oldu?’

-Hiç yani şey konu Ali’

-E ne olmuş Ali’ye?’

-Sana bir soru soracağım ama lütfen bana doğru cevabı ver tamam mı geçrdiğimiz bu kadar zamanın hatırına?’

-Ay çatlatma insanı hadi sor meraklandım’

-Ali ile aranızda bir şey var mı?’ dedi çekinerek.

-Ne Ali ile mi’ diyerek gülmeye başladım bu kız gerçekten çok şapşal etrafında ki çocuğu göremiyordu.

-Niye gülüyorsun bir soru sorduk değil mi?’

-tamam kızma sustum’ diyerek gülmeyi kestim. ‘Ali sadece bana yardım eden bir arkadaşım aramızda bir şey yok’

-Oh sevindim yani sevindim derken. Of Eslem  galiba ben Ali’den hoşlanıyorum. Yani nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama çocuk çok dürüst ve kibar iyi niyetini de unutmamak lazım’

-Ayça biliyor musun ilk defa doğru bir insandan hoşlanmışsın.’

-tek tarafla olmuyor biliyorsun ki’ dedi üzgün sesi ile.

-Bence bekle de bunu zaman göstersin’

-Ne demek istedin şimdi?’

-Hiç yarın ki sınava çalışmam lazım kusura bakma kapatmam lazım yarın konuşuruz’ diyerek telefonu kapattım. Hemen sınava çalışmaya başladım. Gece yarısında Ekrem odama geldi ve uyuyup uyumadığıma baktı. Bende onu umursamayıp dersime çalışmaya devam ettim.

   Sabah uyandığımda çalışma masamın üstünde uyuya kaldığımın farkına vardım ve saat çok geçti hemen lavaboya gidip yüzümü yıkadım ardından çantama gerekli kitaplarımı koyarak hemen aşağıya indim. Ekrem her zaman olduğu gazetesinin okuyordu. Selma teyzeme:

-Neden beni uyandırmadın?’ diye sordum o ise Ekrem’i gösterdi sinirle Ahmet ağabeyin yanına gittiğim de Ekrem’i iş yerine bırakacağını söyledi şimdi mecbur ya taksi ile ya da otobüsle okula gidecektim. Otobüslerden hiç anlamadığım için caddeye çıkıp bir taksiyi çevirdim. Okula geldiğim de hemen taksiciye ücretini verip koşarak sınıfıma girdim geç kaldığımı biliyordum ama  bu kadar da değil. Hoca içeri girmişti kapıyı çalıp içeri girdim.

-Özür dilerim içeri girebilir miyim hocam?’ diye sordum.

-Tabi geç ama yok yazıldın’

-Önemli değil’ diyerek sırama geçtim. Ayça hemen arkasını döndü.

-Ne oldu neden geç kaldın?’

-uyuya kalmışım ne olacak sınava hiç çalışamadım ne halt edeceğim bilmiyorum sınav kaçıncı dersmiş?’

-Bir sonra ki ders canım’ dedi üzgün bir şekilde. Bu çalışmak için bir şansımın olmadığını da gösteriyordu.

    Ders arasında kısacıkta olsa konulara tekrar bakıp sınava girdim. Hali ile hiçbir şey yapmamıştım insan önünde ki kağıdını dolduramayınca gözü etraftakileri izliyor(başka nerenle izleyeceksin şapşal ) Özgür bütün soruları cevaplamıştı ama ben bir tane bile tam yapamamıştım.  Oflayıp duruyordum en sonunda Özgür bütün sorularını bitirdi ve hocaya bakıp birden benim kağıdımı önüne  kendi kağıdını ise benim önüme koydu ve soruları cevaplamaya başladı. Ben ise şaşkınlıktan salak salak  ona bakıyordum en sonunda kendime gelip soruları yapıyormuş gibi yaptım ve sonunda zil çaldı ve kağıtları verdik. Hoca sınıftan çıktıktan sonra Ali yanıma gelip:

-Hadi dışarı çıkalım sınav ortamından bunaldım’ diyerek beni çekiştirdi.

-bir dakika bir şey halletmem lazım’ diyerek Özgür’ün yanına gittim. Sadece gözlerime bakıyordu ve bu benim konuşmamı iyice güçleştiriyordu. Gözlerimi ondan kaçırıp konuşmaya başladım:

-şey biraz önce ki yaptığın iyilik için teşekkür ederim kısaca hayatımı kurtardın 0’ı almış olacaktım’

-Önemli değil bir daha ki sefere erkeklerle bir otelde veya dışarılarda gezeceğine ders çalışırsan bu kadar küçük düşmezsin karşımda’

-Otel meselesi  veya her hangi bir konu seni ilgilendirmez sadece teşekkür ederim bu kadar. Bu kadar laf söyleyeceğini bilseydim kağıdımı hemen alırdım elimden her neyse bay seninle uğraşamam’ diyerek arkamı dönüp Ali ve Ayça’nın yanına gittim.

-Koş Ali’ne hadi bekletme fazla seninle ilgili planlarını gerçekleşmesine izin ver !’ dediğinde Ali’nin Özgür’e bir dönüşü vardı ki ben bile korktum.

-Ne dedin sen?!’ diye Ali Özgür’ün üstüne yürüdü.

-Ne dediğini bal gibi de duydun!’

-Ali lütfen gel olay çıkmasını istemiyorum’ diyerek Ali’yi kolundan tuttum fakat hemen elimi kolundan çekip Özgür’e doğru yürüdü.

-Senden özür dilemeden hiçbir yere gitmeyeceğiz. Ne dediğini bilmiyor’

-Ali önemli değil beni az da olsa seviyorsan kavga etme onunla’ dedim önüne geçerek.

-Sanki kavga edebilecek de(!)’ dedi Özgür alaylı bir şekilde.

-Gel de göstereyim nasıl kavga ediliyor’

-Ali hayır hadi gidiyoruz’ diyerek onu kapıya doğru döndürdüm.

-Abi şunu tut ve sakın bırakma ben birilerine haddini bildireceğim’ diyerek Ali beni Oğuz’un üstüne fırlattı. Oğuz hemen  kollarımı tutarak kaçmamı engelledi.

-Oğuz bırak beni hemen’

-Uslu dur Eslem’  dedi ve o anda Ali Özgür’e yumruk attı ve Özgür yere yığıldı. Oğuz’un kollarında ‘yapmayın ‘ diye çırpınsam da hiçbir işe yaramadı. Özgür yerden kalkıp Ali’ye kafa attı bu sefer Ali yere yığıldı.

-Kesin şunu!’ diye bağırdım ama ikisi de hala devam ediyordu. Sınıfın erkekleri de karşıdan kavgayı izleyip tezahürat yapıyorlardı. ‘şunları durdursanıza ne bekliyorsunuz orada!’ diyerek izleyenlere bağırdım ama kıllarını bile kıpırdatmıyorlardı. Öfkeyle Ali ve Özgür’e döndüm. Ali Özgür’ü yerden kaldırdığı gibi İstiklal marşının bulunduğu çerçeveye hızla yapıştırdı. O anda cam kırıldı ve Özgür’ün yavaş yavaş gözleri kapandı. Onu öyle gördüğüm an aklıma ilk Burak gelmişti onun da ölmesini istemiyordum (bu arada Burak geberdi ne oldu diye sorup durmayın sonuçta onun ölmesine ön ayak olanlar cenazede bulunmazlar saçma olur zaten ) Ali Özgür’ü yere bıraktı hemen Oğuz’un serbest bırakılmış kollarından kurtulup Özgür’ün yanına gidip yere oturdum ve kafasını kucağıma aldım.

-Özgür aç gözlerini yalvarırım sana lütfen!’ diyerek bedenini sarstım fakat kıpırdamıyordu. Onunda öleceği korkusu içimi sardı ve ağlamaya başladım.

 

#İmkansız# 17.bölüm



-Özgür aç gözlerini yalvarırım sana lütfen!’ diyerek bedenini sarstım fakat kıpırdamıyordu. Onunda öleceği korkusu içimi sardı ve ağlamaya başladım. Ali bir anda hiçbir şey yapmamış gibi sakince konuşmaya başladı.

-Eslem sakın bana onun için endişeleniyorum deme!’ dediğinde hızla yerden kalkıp Ali’nin üzerine yürüdüm.

-Sen-sen tam bir moronsun! Onu ne hale getirdiğinin farkında mısın?’

-Ben sadece seni korumak istemiştim gerçekten’

-Beni bir daha asla koruma! Senin korumana ihtiyacım yok tamam mı? Beni korudun da ne oldu he ne oldu! Şuan baygın bir şekilde yerde yatıyor. Senden nefret ediyorum Ali artık benim ve sevdiklerimin etrafında dolaşma!’ deyip tekrar Özgür’ün yanına oturdum.

-Ama ben..’

-Sussan bence harika olur!’ diyerek Ali’nin sözünü kestim ve o anda sınıf öğretmemiz Nalan hanım –benim sınıf hocam gıcıktır ve takıntılıdır bunu zamanla sizde anlattıklarımdan anlayacaksınız - sınıfımıza gelmişti.

-Ona ne oldu böyle?’

-Bayıldı’ diyebildim sadece.

-Kafası kanıyor’ dedi telaşla.

-Ölmez hocam merak etmeyin’ dedi Ali arkadan.

-Ali’cim susar mısın?’ dedi ve bana döndü ‘müdürün odasına git ve ilk yardım çantasını al o kadar büyük bir yara yok ortada’ dediğinde ben hala Özgür’e bakıyordum. ‘sana diyorum hızlı olsana ne bekliyorsun tren falan mı?!’

-Hemen gidiyorum’ dedim ve koşarak müdürün odasına gittim ve ona durumu anlattım ilk yardım çantasını alıp benimle sınıfa geldi o da. Sınıfa girdiğimde Özgür gözlerini açmış öğretmen sandalyesinde oturuyordu. Çarpmanın etkisi ile yüz ifadesi normal olmasa da onu uyanmış göremek beni mutlu etti ve gidip ona sarıldım.

-Beni çok korkuttun’ dedim ve ondan ayrılıp yüzüne baktım. Şaşkın ama bir o kadar tatlı bir gülümseme kaplamıştı yüzünü.

-Eslem çık da pansuman yapalım’ diyerek Nalan –öğretmen ama adı ile hitap edeceğim alışmışım çünkü- beni kenara itti.

-Doktora gidelim bence Nalan hanım’ dedi müdüremiz.

-Gerek yok ben ilk yardımın nasıl yapılacağını gayet iyi biliyorum zaten fazla önemli bir şey yok ortada kafasını çarptığı için bayılmış ve çarptığı çerçevenin camları hafif bir şekilde kafasını kanatmış’

-Emin misiniz yapabileceğinizden?’

-Tabi ki emin müdüre hanım’

 ***buradan sonrasını ben anlatacağım Eslem yorulmuş da***

    Özgür’ün pansumanı yapıldıktan sonra derse başlandı. Sadece 3 kişi için ders  başlamamıştı: Eslem, Özgür ve Ali.. müdüre onları odaya toplayıp bu olayın neden çıktığını öğrenmeye çalışıyordu. Tabi meraklı ve bir o kadar disiplinci Nalan da onu yalnız bırakmamıştı. Müdüre olayı üçünün ağzından da dinledikten sonra derin bir nefes aldı tam konuşacaktı ki Nalan Eslem’e bakarak konuşmaya başlamıştı.

-Evet Eslem senin yüzünden bir arkadaşın yaralandı mutlu musun kızım he!’

-Ama hocam ben bir şey yapmadım hatta onlara durmaları için yalvardım ama beni dinlemediler’ diye Eslem kendisini savunmaya çalıştı çalıştı fakat Nalan tekrar onu sözünü kesip konuşmaya başladı.

-Sus bakayım ben senin nasıl bir kız olduğunu biliyorum nefesini tüketme.’ Dedi ve ardından müdüreye dönüp konuşmasını sürdürdü. ‘bence Eslem ve Özgür okuldan uzaklaştırma alsın. Özgür Ali’ye diklenip kavgayı çıkardığı için Eslem de olayın var olmasını sağlayan kişi olduğu için’

-Ama hocam  bu haksızlık’ dedi Özgür. Yazık çocuğa hem ölümden dön hem de ceza al pes doğrusu. Neyse şimdi müdüre konuşuyor:

-Buna siz karar veremezsiniz Nalan Hanım bu disiplin kurulunun işi ayrıca seçmece olarak istediğimiz kişileri disiplin suçu ile yargılayamayız. Eğer suç alınacaksa hepsi alır kural böyledir!’ dedi ve o anda Eslem’in yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Bu gülümsemenin asıl sebebi Nalan’ın kapak oluşuydu.

-Ben sınıf hocalarıyım diye söz hakkımın olacağını düşünmüştüm’ dedi burnu hava da bir şekilde.

-Her neyse çocuklar bir daha okulda böyle şeyler istemiyorum bu sizi ilk ve son uyarım olacak eğer bir daha yaparsanız sonu sizin için kötü olabilir. Şimdi sınıflarınıza dönün ve derslerinizi dinleyin!’ dediği anda üçü birden odadan koşar adım çıktılar.

-O kadın aklını mı kaçırmış?’ dedi Ali müdürenin odasına bakarak. Fakat Ali’yi kimse umursamamıştı hatta Eslem o yokmuş gibi davranıp Özgür’ün yanına daha fazla yaklaşıp ona:

-Özgür başın iyi misin lütfen doğruyu söyle bak hastaneye gidebiliriz o Nalan’a güvenmene sakın!’ dedi.

-İyiyi ben merak etme’ dedi Özgür. Eslem’in onu düşünmüş ve onun için üzülmüş olması onu gayet mutlu etmişe görünüyordu.

-Seni zaten merak etmedim sadece birinsin benim yüzümden hasar görmesini istemiyorum. Aslına bakarsan bunu sen anlayamazsın çünkü bu vicdan meselesidir!’ dedi Eslem onun eline koz vermek istemezcesine. Özgür ona inanmamıştı ama öyle de görünüp ona kızdırmak istemediği için sadece ‘tamam’ diyerek sınıflarına döndüler.

 ***2hafta sonra***

-Of sıkıldım sınavlardan bu ne ya?’ dedi Eslem içeceğinden bir yudum alarak.

-Aynen katılıyorum tatile ,eğlenceye ihtiyacım var’ dedi Ali ona katıldığını belirterek.

-Ya ben  ne yapayım siz yine Ayça ile beraber hafta sonları buluşup bir yerlerde takılıyorsunuz ben ise o embesil ile birlikte tiyatro çalışıyoruz’ diye Eslem isyanına devam etti.

-Senin de sevgilin olsun sende gez şekerim’ dedi Ayça Ali’ye sarılarak. Bu arada söylemeyi unuttum Ali ve Ayça artık sevgililer. Ali ona çok güzel bir çıkma teklifi etti duygusal kızımız Ayça’da balıklama atladı. İkisinin de birbirlerini sevip sevmedikleri muamma ama şuan karşıdan mutlu bir çift olarak boy gösterdikleri kesin.

-Şuna bak bir sevgilisi var diye hemen havalanıyor’ dedi Eslem Ayça’ya elindeki kek çöpünü atarak.

-Kıskanmayalım lütfen’ dedi Ayça üstündeki çöpü masaya koyarken.

-Seni mi kıskanacağım be çarpık bacak!’ diye Eslem Ayça’yla takılmaya başladı.

-Hiçte bile çarpık değil’ diyerek Ayça isyan etti isyan ediyordu ama bir yandan da masanın altından bacaklarına bakıp gerçekten de çarpık olup olmadığını kontrol ediyordu.

-Eslem bir dakika gelebilir misin?’ dedi Özgür gülümseyerek. Eslem  Sandalyesinden kalkıp Özgür’ün yanına doğru gitti.

-Evet seni dinliyorum?’

-Nasılsın?’

-Ne söyleyecektin Özgür uzatma’

-Peki. Biliyorsun ki yarın tiyatromuzu sergileyeceğiz’

-Ah cidden mi?!’

-Dalga geçme lütfen. Sonunda bir şey yapacaktık ya hani  düşündün mü o kısmı yani yapacak mıyız?’

-Neyi anlamadım?’

-Şeyi işte.’

-Şey derken?’

-Of öpüşme konusunu işte.’ Dediğinde Özgür, Eslem kahkahalarla gülmeye başladı. Uzun bir gülmeden sonra yüzü ciddileşti ve Özgür’ün gözlerinin içine bakarak.

-Defol salak!’ diyerek Ayçaların yanına gidip yemeğini bitirdi.

     Bir sonra ki dersleri 2 hafta önce oldukları önemli sınavın dersiydi. Eslem hocanın notları okuyacağını bildiği için hiç derse girmek istemedi ama mecbur Ayça onu sürüklemişti. Öğretmenleri içeri girip onlara selam verdi ve masasına geçip defteri imzaladı. Daha sonra ayağa kalkıp konuşmaya başladı.

-Evet çocuklar şimdi sınav sonuçlarını okuyacağım.  Selin 45

-Billur 56

-Furkan 70

- Ali 83

-Ayça 57

-Sude 73

-Sertaç 19

-Özgür 68

-Eslem 55’ dediğin de kalbi  duracak gibi oldu Eslem’im hemen Özgür’e dönüp sıkıca sarıldı.

-Teşekkür ederim senin sayende. Sana nasıl bu teşekkür edebilirim ne almam gerek’ diyerek geri çekildi. Uzun bir süre Özgür Eslem’e bakmayı bırakıp cevap verdi:

-Sadece bana ne isen öyle davran yapmacık olma doğal ol!’

-Bu çok basit insan bir yemek ısmarla falan der. Neyse sen bilirsin bu bana daha cazip geldi. Tekrar teşekkür bir daha senin kopyalarını kalmam merak etme’

  Okul saatinden sonra Eslem  hazırlanıp eve gitmek için sınıftan çıkıp koridorda yürümeye başladı. Birkaç adım sonra tiyatro hocasının sesini duydu.

-ah  Eslem de buradaymış gel Eslem canım’ dediğinde hızla Özgür ve hocasının yanına gitti.

-Evet hocam?^’

-Eslem Özgür ve sen isterseniz yarın okula gelmeyebilirsiniz siz izinlisiniz ertesi gün tiyatro var ve siz başrol oyuncuları olarak dinlenip düzgünce replikleri söylemeniz gerek’ dediğinde Eslem’in yüzünde koskocaman bir gülümseme belirdi.

-Süper hocam teşekkür  ederiz yoğun tempodan sonra bu bir güncük tatil bana iyi gelecek emin olabilirsiniz. Şimdi izlinizle arkadaşlarım bekliyor onlara yetişmem gerek’ diyerek Eslem Özgür’e son bir kez küçümser bir bakış atıp aşağıya Ayça ve Ali’nin yanına gitti. Ama onlar kavga ediyordu Eslem ne olduğunu anlamak için daha da hızlanarak yanlarına vardı.

-Ne oluyor burada?’ dedi Eslem.

-Ne olacak beyefendinin kıskançlık krizi tuttu yine’

-Hiçte bile’ dedi Ali kendini savunmaya çalışarak.

-Neymiş efendim artık erkeklerle görüşmeyecekmişim artık tek erkek hayatımda o ve babam olacakmış. He bir de artık Deniz ile (sıra arkideşi) oturmayacakmışım. Onun sevgilisi bir erkekle yanlışta olsa temas bulunamazmış. Bu ne ya böyle kurallar hiçbir yerde yok. Yakında peçe tak tek gözlerin gözüksün derse hiç şaşırmam’ diyerek Ayça öfkesinden deliye dönmüş bir hal de olanları Eslem’e anlatıyordu. Ali ayça’yı hiç umursamadan onun anlattıklarına gülüyordu. Ayça daha fazla dayanamayıp Ali’ye bir tane vurdu.

-Gülüp beni daha çok sinir etme. Bence birkaç gün konuşmayalım. Yarın da okula gelmeyeceğim. Mutlu olabilrsin bir erkekler aynı sırayı paylaşmayacağım. Eslem hadi gidelim’ dedi Ayça ve Eslem’i de alıp okuldan hızla uzaklaşmaya başladılar. Ali ise ne olduğunu anlamaksızın elini Ayça’nın vurduğu yanağına koymuş onların uzaklaşmasını izliyordu. Özgür ise çoktan okuldan çıkıp evine doğru gidiyordu.

-Ayça yavaşla biraz yoruldum’ dedi Eslem ayça’dan kolunu hızla çekip.

-Beyefendi arkamızdan bile gelmedi görüyor musun? Ben ne yaptım da böyle cezalandırıyorum Allah’ım?’

-Kendi kendine konuşacağına benimle konuşsan. Her neyse erkekler salak olur kızım yeni mi anladın bunu. Hem seven insan kıskanır (Aha! Sevgilim bana söylediği söz. Çok gıcık olurum bu söze) o yüzden takma biraz peşinden koşsun senin. Çocuk sana çıkma teklifi etti üstüne atladın bildiğin kız kısmı nazlı olur’

-Babaanne sen ölmemiş miydin?’ diye Ayça Eslem’i kollarından tutup sallamaya başladı.

-Of Ayça dalgayı kes. Sana şurada akıl veriyoruz değil mi. Ben eve gidiyorum  tiyatroma gelmeyi unutma’

-Bende eve gideyim bari  tek sokaklarda dolaşacak değilim. Tiyatroya gelicem ama ne giyeceğim diye düşünüyorum. Bu kıyafet sorunu ve Ali benim en çok düşündüğüm şey’

-Ayça salak olma hadi evine git. Tiyatroda görüşürüz canım bay’ diyerek Eslem bir taksi çevirip doğru evine gitti. Eve geldiğinde etrafın sessiz olmasından yararlanarak parmak uçlarında merdivenleri çıkarken arkadan Ekrem’in sesiyle durmak zorunda kaldı.

-Eslem bu yaptığını hiç ama hiç doğru bulmuyorum. Benden habersiz nasıl böyle bir işe kalkışırsın hem de sana koyduğum yasağı çiğreneyerek!’ diye Ekrem bağırdı Eslem ise hiç yüzün de ki gülümsemeyi değiştirmeden cevabını verdi.

-Hangi konudan bahsediyorsunuz acaba?’

 

 

 


Facebook Grubumuza Katılın!
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol